rokethaber.blogspot.com

28 Temmuz 2013 Pazar

Sahte anı üretildi

Amerika'da bilim adamları gerçekte yaşanmamış bir anıyı bir deneyle beyine yerleştirmeyi başardı.


Doğa Bilimleri Derneği Genel Sekreteri Müge Kanay, yaptığı yazılı açıklamada, Science dergisinde yayınlanan bir habere göre, Leonardo Di Caprio’nun başrolünde oynadığı “Başlangıç” filminin gerçek olduğunu, Amerika’daki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) bilim adamlarının gerçekte yaşanmamış bir anıyı, beyne yerleştirmeyi başardığını kaydetti.
Hücredeki nöronlar tetiklenitor
Bilim adamlarının önce, fare beyninde var olan bir anıyı aldıklarını ve bu anıyla ilişkili beyin hücrelerini işaretleyip buradaki nöronları tetiklediklerini, böylece, önceden yaşanmış bir anı ile şu an yaşanan bir tecrübe arasında bir iletişim köprüsü kurularak sahte bir anı oluşturduklarını belirten Kanay, deneyin, mavi ve kırmızı olmak üzere 2 oda kullanılarak yapıldığını aktardı.
Mavi odada elektrik veriliyor
Farenin mavi bir odada elektriğe maruz kalırken, beynindeki kırmızı odayla ilgili anıların bulunduğu kısmın tetiklendiğini, böylece mavi odada yaşadıklarını kırmızı odada yaşadığını sandığı için kırmızı odaya girince korkmaya başladığını kaydeden Kanay, hayvanların bu deneyler esnasında korku yaşamasının çok hoş olmasa da MIT’li bilim adamlarının yaptığı bu çalışmanın beyinde sahte anı oluşturmanın mümkün olduğunu kanıtladığını anlattı.
Kanay, bu bulgunun “Görülen, yaşanılan, etkilenilen bir çok anının aslında hiç yaşanmamış olabileceği, yani beynin hiç yaşamadığı ve tecrübe etmediği olayları sanki yaşamış gibi kişiye hissettirebileceği” açısından önemli olduğunu kaydederek, koku, ses, tat, görme ve dokunma hislerinin tamamının beynin içerisinde, ufacık bir noktada meydana geldiğini, oda, renk, ses, güzel anı ve kötü olayların tamamının beynin içerisindeki görme, dokunma, koklama, işitme ve tatma merkezlerinde meydana geldiğini bildirdi.
Rüyalarla beyin daha iyi anlaşılabilir
Karanlık, ışık ve ses olmayan beynin içerisinde, rengarenk bir dünya seyredildiğini aktaran Kanay, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Beynimizin içinde, adeta bize herşeyi gösteren HD kalitede bir televizyon vardır. Bu, rüyalarla daha iyi anlaşılabilir. Rüyalarımızda da tadabilir, görebilir, koklayabilir ve dokunabiliriz. Ancak tüm bunları yaparken, aslen yatağımızda uzanmış öylece uyuyoruzdur. Aynı rüyalarımızdaki bu sahte anlar gibi, yaşantımızda da buna benzer sahte anılar vardır. Örneğin; anahtarımızı çantamıza koyduğumuzu sanarız. Bundan o kadar emin oluruz ki, çantamızda bulamayınca anahtarlarımızı kaybettiğimizi düşünür, telaşla aramaya başlarız. Sonradan çantamızda değil de masanın üzerinde bulduğumuzdaysa gerçek ortaya çıkar. O kadar emin olmamıza rağmen, onları aslında hiç çantamıza koymamışızdır. İşte bu, beynimizin günlük hayatta bize gösterdiği sahte bir anıdır. Bu anlamda, yapılan keşif, bilhassa ruh ve sinir hastalıklarının tedavisinde çok önemli bir rol oynayacaktır.
Örneğin; çeşitli travmalar sonucu stres bozukluğu yaşayan ve bu nedenle de psikolojisi bozulan bir çok kişiyi bu yolla tedavi etmek mümkün olacaktır. Çok kanlı savaşlara ya da travma yaşatacak kadar şiddetli trajik olaylara tanık olan ve bu durumla psikolojik olarak sağlıklı bir şekilde başa çıkamayan bir çok kişinin beyninde, sahte anılar oluşturarak yaşadıkları travmayı geri almak mümkün olacak, bu sayede sağlıklarına kavuşabileceklerdir.”

27 Temmuz 2013 Cumartesi

Mısır'da Cunta Halkın Üzerine Ateş Açtı



Mısır 3 Temmuz'da eski cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin devrildiği askeri 

müdahaleden bu yana en kanlı günlerinden birini yaşıyor. Mısır'da güvenlik güçlerinin, Mursi yanlısı göstericilere sert müdahalesi sonucu ülke genelinde hayatını kaybedenlerin sayısı 130'u aştı.




















Müslüman Kardeşler'in orduyu "iç savaş"a sürüklemekle suçladığı Mısır'da, tarafların iki günden bu yana süren restleşmesi kanlı sonuçlandı.
Anadolu Ajansı'nın haberine göre, başkent Kahire'nin Rabiatul Adeviyye Meydanı'ndaki sahra hastanesi yetkilileri, Mısır güvenlik güçlerinin darbe karşıtı göstericilere müdahalesinde ölü sayısının 120'ye, yaralı sayısının ise 4 bin 500'e yükseldiğini ifade etti.
MISIR'DAKİ OLAYLARDAN FOTOĞRAFLAR
Çatışmaların Rabiatul Adeviyye Meydanı girişlerindeki barikatlarda yoğunlaştığı, polisin gerçek mermi ve göz yaşartıcı gaz ile müdahale ettiği iddia edildi.
Mısır'ın başkenti Kahire'de darbe karşıtı protestoların yoğunlaştığı Rabiatul Adeviyye Meydanı'ndaki sahra hastanesi basın sözcüsü Yusuf Tal'at, "Sabah namazından sonraki üç saatte ölü sayısı korkunç bir şekilde arttı" dedi.
MISIR'DAKİ OLAYLARA TÜRKİYE'DEN İLK TEPKİ
"AV TÜFEKLERİYLE KARŞILIK VERDİLER"Mısır İçişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili, güvenlik güçlerinin, başkent Kahire'nin doğusundaki Rabiatul Adeviyye meydanında gösteri yapan darbe karşıtlarına ateşli silahlarla müdahale etmediğini ileri sürdü.
     
Mısır resmi haber ajansı MENA'ya açıklama yapan yetkili, Rabiatul Adeviyye meydanı yakınında toplanan göstericileri bölgeden uzaklaştırmak isteyen güvenlik güçlerinin, taş ve av tüfekleriyle karşılık verilmesi üzerine göstericilere yalnızca göz yaşartıcı gaz bombasıyla müdahalede bulunduğunu belirtti.
Kaynak: Hürriyet Gazetesi

AK Parti'de Beklerken CHP'den Toplu İstifalar Geldi

CHP Kayseri İl Başkanı Sadık Atilla ve 10 yönetim kurulu üyesi görevlerinden istifa etti. 
CHP Kayseri il Başkanı Sadık Atilla, yaptığı yazılı açıklamada 24 kişilik yönetim kurulundan kendisi ve 10 üyenin istifa ettiğini belirterek şöyle dedi:

”3 Haziran 2012 tarihinde yapılan olağan il kongresinde 24 kişilik yönetim kurulu ile birlikte seçildim. Yaklaşık 13 aydır bu görevi başarı ile yürütmeye çalıştık ancak son iki aylık zaman diliminde il yönetim kurulunda yaşanan sorunlar nedeniyle parti çalışmaları aksamakta olup, parti çalışma programını uygulamakta sıkıntılar yaşadık. Tüm uğraşlarımıza rağmen mevcut sorunlar aşılamamıştır. Partimizin ilke ve çıkarlarının zarar görmemesi, sürecin sağlıklı bir şekilde aşılabilmesi ve partimizin önünü açabilmek adına halen yürütmekte olduğumuz görevlerimizden, ben ve İl Sekreteri Kutsi Zafer Ünsal, Bilişimden Sorumlu il Başkan Yardımcısı Neşe Denizkurdu, Seçim ve Hukuktan Sorumlu Başkan Yardımcısı Av. Yalçın Azgıt, Sağlıktan Sorumlu Başkan Yardımcısı Nuran Çetin, Sendikalardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Erhan Yurtsuz, Basından Sorumlu Başkan Yardımcısı Ceren Aydemir, Yerel Yönetimlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Tamer Cinel, Yönetim Kurulu Üyesi Ayten Oba, Yönetim Kurulu Üyesi Nurettin Kısır ve Yönetim Kurulu Üyesi Musa Cangır istifa etmiş bulunmaktayız. ”


DİYARBAKIR'DA KADINLAR İSTİFA ETTİ!

CHP Diyarbakır İl Kadın Kolları Başkanı Naciye Günay ile Sur, Yenişehir, Bağlar ve Çınar İlçe Kadın Kolları Başkanları görevlerinden istifa etti. CHP İl Başkanı Müzaffer Sayın, genel merkezde bugün yapılan Kadın MYK toplantısında görevden alındıklarını duyan kadın kolları başkanlarının, istifa ederek sansasyon yaratmak istediklerini söyledi.

CHP Diyarbakır Kadın Kolları Başkanı Naciye Günay, Sur İlçe Kadın Kolları Başkanı Hediye Özçelik, Yenişehir İlçe Kadın Kolları Başkanı Nimet Temurhan, Bağlar İlçe Kadın Kolları Başkanı Nihal Cebeloğlu ve Çınar İlçe Kadın Kolları Başkanı Nurcan Çelebioğlu, yaptıkları yazılı ortak açıklamada, yönetim kurulu üyeleriyle birlikte görevlerinden istifa ettiklerini duyurdu.

ORTAK BASIN AÇIKLAMASI

Yazılı olarak yapılan ortak açıklamada, "Bizler, CHP Diyarbakır il, Sur, Yenişehir, Bağlar ve Çınar ilçe kadın kolları başkan ve yönetim kurulu üyeleri, 2002 yılından bugüne görevini en iyi şekilde yerine getiren, ana kademe ve bütün CHP teşkilatlarıyla bile uyum içinde çalışan, aileymişiz gibi davranan, karşılığında da hep saygı gören bir kol olarak var olduk. Üzülerek söylüyorum ki, şimdiki il başkanlığından hak ettiğimiz desteği, kadın kollarını büyütebilmemiz için üye katkısını ve hak ettiğimize inandığımz sevgi ve saygıyı asla göremedik. Aksine yok sayıldık, yapılmış bütün etkinliklerde tek bırakıldık, ötekileştirildik. Tüzük gereği adımıza ayrılan bütçemizden dahi haberdar olamadık. Tek suçumuz ise daha önce birlikte çalıştığımız yönetimler, bundan dolayı sanki aramızda husumet varmış gibi davranılmasıdır" denildi.

"BİSMİL’E 6 AY BAŞKAN ATAMASI YAPILAMADI" İDDİASI

150 bin nüfuslu Bismil İlçe Başkanlığı’na 6 aydan bugüne atama dahi yapılamadığı ifade edilen açıklamada, "Geçen ay kağıt üzeri Bismil İlçesi’ne atama yapmalarına rağmen, bu ayın 28’inde Bismil İlçe Olağan Kongresinin yapılması için gün alamadıklarını, özellikle de önümüzdeki yerel seçimlerde aday bulamadıklarını, her zaman yaptıkları gibi bu yerel seçimde de her şeyi kağıt üzerinde yapmaktan başka şanslarının kalmadıklarını bildikleri için bizleri uzaklaştırmak istediler. Buradan CHP Genel merkezine sesleniyoruz; hiç kimse CHP’den büyük değildir" görüşlerine yer verildi.

"MYK’DA GÖREVDEN ALINDIKLARINI DUYUNCA İSTİFA ETTİLER"
CHP İl Başkanı Müzaffer Sayın ise, CHP Kadın Kolları MYK toplantısının bugün Ankara’da yapıldığını belirterek, "İstifa eden kadınlar, aslında önceki yönetimden kalan arkadaşlarımızdır. Bugün Ankara’da yapılan MYK toplantısında görevden alınmışlardı. Görevden alındıklarını duyan bu kadın başkanlar, istifa ettikleri duyurarak, sansasyon yaratmak peşindeler. Ancak CHP Diyarbakır il örgütü, bu tür oyunları bozacak güçtedir. En kısa ve kanuni süre içerisinde istifa edenlerin yerine yeni arkadaşlarımız gelecek, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Kadın istifaları, olmayan bir örgütün istifası olarak değerlendiriyorum. Bu istifaları zaten bekliyorduk" diye değerlendirdi.

“Altın fiyatı yeniden yükselişe geçecek”

“Altın fiyatı yeniden yükselişe geçecek”


ANKARA -Dünya Altın Konseyi verilerine göre, altının ons fiyatı ilk kez 2009 yılının ekim ayında bin doların üstüne çıkarken, 2011 yılının ağustos ayında bin 813 dolarla zirveye ulaştı. Bu tarihten itibaren adeta "eriyen" altın, son olarak 28 Haziran 2013’te bin 192 dolar seviyelerine kadar geriledi.
Son zamanlarda yükselme eğilimi gösteren altın, 31 Mayıs’taki bin 394 dolarlık seviyesine geri dönmeye çalışıyor. Bugün piyasalarda altının ons fiyatı bin 335 dolar olurken, 59 dolarlık değer kazanması halinde mayıs ayındaki seviyesini yakalamış olacak.
ALTININ BİN 500 DOLARI
YAKALAMASINI BEKLİYORUZ
 Ankara Kuyumcular ve Saatçiler Odası Başkanı Hasan Çavuşculu, uluslararası siyasi ve iktisadi olayların etkisiyle doların da son zamanlarda düşüş trendine girdiğini belirterek, dolar ile altın fiyatları arasındaki ilişkiye dikkati çekti.
Bayramdan sonra altın fiyatlarının artacağını öngördüklerini vurgulayan Çavuşculu, "Ülkemizde düğün mevsiminin başlamasıyla altına yoğun bir talep olacak. Altın bu fiyatlara 1900 dolar seviyelerinden geldi. O nedenle bu rakamın önümüzdeki günlerde en az bin 500 doları görmesini bekliyoruz. Altının gram fiyatı bayramdan sonra 85-86 liraya kadar çıkar" değerlendirmesinde bulundu.
Çavuşculu, piyasadaki çeyrek altın sıkıntısına da değinerek, gerçek değeri 125-130 lira olan çeyrek altının, 150 lira civarında satışa sunulduğunu söyledi. Darphane’nin altını elinde bekletmemesi gerektiğini belirten Çavuşculu, söz konusu bekleyiş nedeniyle "karaborsa" olaylarıyla karşılaştıklarını dile getirdi.
Öte yandan Dünya Elmas Borsaları Federasyonu Başkanı (WFDB) Ernest Blom, kısa vade de yüksek tüketici talebiyle altın fiyatlarında sürekli bir artışın görüleceğini belirterek, “Uzun dönemde altın fiyatları şu anki fiyatlardan yüzde 10 - 15 daha yüksek seviyelerde stabil olacak” dedi.
Ekonomik ortamın iyileşmesinden dolayı hem Asya’da, hem de batı dünyasında altına olan talebin arttığını kaydeden Blom, bu iyileşmenin altına olan talebi daha da arttıracağını ve devam etmesi durumunda altın fiyatlarının üst seviyelerde kalması için baskı unsuru oluşturacağını dile getirdi.
Blom, “Çin’in ve Hindistan’ın en büyük altın alıcısı olmaları, Asya ve Avrupa’ya açılan kapı olarak görülen Türkiye’yi altın ithalatında avantajlı hale getirecektir” diye konuştu.
TÜRKİYE PARAYI
“ALTINDA”
TUTUYOR
Geçen yıl 359,6 tonluk altın rezervi ile dünyada 16. sırada yer alan Türkiye, bu yılın temmuz ayı itibarıyla altın rezervini 445,3 tona yükselterek 13’üncü sırada kendine yer buldu. Türkiye’nin altın rezervleri toplam rezervlerinin yüzde 15,5’ini oluştururken, ülke söz konusu altın rezervi ile İngiltere, İspanya, Brezilya, Avusturya, Belçika ve İsveç gibi pek çok ülkeyi geride bırakıyor.
Dünyadaki 31 bin 868 ton resmi altın rezervinin 8 bin 133 tonu ABD, 10 bin 783 tonu ise Avro Bölgesi ülkelerine ait. Dünya altın rezervlerinin yarıdan fazlasını elinde bulunduran ABD, Almanya, İtalya ve Fransa’nın resmi rezervleri içinde altının payının yaklaşık yüzde 70 olması dikkat çekiyor.
Çin, bin 54 tonluk altın rezervi ile listede 6’ncı sırada yer alırken, bu rakam Çin’in toplam rezervlerinin sadece yüzde 1,3’üne karşılık geliyor. En fazla altın rezervi olan ülkeler arasında ön sıralarda olan İsviçre, Rusya, Japonya ve Hindistan’ın resmi rezervleri içinde altının payı ise yüzde 10’u geçmiyor.

26 Temmuz 2013 Cuma

2020 Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları'na ev sahipliği yapacak şehir 43 gün sonra açıklanıyor!

2020 Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları'na ev sahipliği yapacak şehir 43 gün sonra açıklanıyor!

Mursi'ye hapis cezasıMısır'ın ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi'ye 15 gün hapis cezası verildi

Mısır'ın ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin, "Ülkede düşmanca eylemler yürütmek ve Hamas hareketiyle casusluk çalışmalarında bulunmak" suçlamasıyla 15 gün hapsine karar verildi.

25 Temmuz 2013 Perşembe

Yaralar böyle daha hızlı iyileşiyor

Yazmak, yaraları 3 kat daha hızlı iyileştiriyor.
Travmaları ya da sorunları yazıya dökmenin, bağışıklık sistemini harekete geçirdiği ve iyileşme sürecini hızlandırdığı belirlendi. Yeni Zelanda'daki Auckland Üniversitesi'nden araştırmacılar, günde 20 dakika üzücü tecrübelerini ve hissettiklerini yazanların, deri yaralarının 3 kat hızlı iyileştiğini tespit etti.
Araştırmacılar, bazı katılımcılardan üzücü tecrübelerini, bazılarından ise ertesi günkü planlarını yazmalarını istedi. 11 gün sonra, katılımcıların kolundan 4 milimetre deri parçası alındı. Duygularını yazıya dökenlerin yaralarının yüzde 76'sının, diğer gruptakilerin ise yüzde 42'sinin iyileştiği belirlendi.
Yazmanın, stresi azalttığını belirten araştırmacılar, böylece bağışıklık sisteminin güçlendiğini ifade etti.
Araştırmaya imza atanlardan Dr. Elizabeth Broadbent, sonuçların akıl-beden ilişkisini ve fiziksel durumun psikolojik müdahalelerle iyileştirilebileceğini gösterdiğini vurguladı.
Broadbent, yazmanın kronik yarası olanlar ya da ameliyat edilmiş hastalarda iyileşme sürecine etkisi olup olmadığının belirlenmesi için başka araştırmaların gerekliliğine de dikkati çekti.

Emniyet'ten önemli dolandırıcılık uyarısı

Emniyet Genel Müdürlüğü, Türkiye'de meydana gelmeye başlayan yeni bir suç işleme yöntemi konusunda uyardı.

Yurtdışı kaynaklı raporlarla Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Siber Suçlarla Mücadele (SSM) Başkanlığı’na iletilen ve son zamanlarda ülkemizde meydana gelmeye başlayan yeni bir suç işleme yönteminin vatandaşlarımız, şirketler ve özellikle kurumların ödeme işlemlerini yürüten uzmanlar tarafından bilinmesi mağduriyetlerin önlenmesi açısından önem arz etmektedir. Özellikle şirketleri hedef alan dolandırıcılık yöntemi aşağıdaki şekilde gerçekleştirilmektedir.

“Banka Hesap Detaylarının Değiştirilmesi, Güncellenmesi” adı verilen bu dolandırıcılık yönteminde, dolandırıcılar çeşitli yöntemlerle iki şirket arasındaki yazışmaları takip ederek şirketlerin bilgilerini temin etmektedirler. Bu yöntemin çoğu zaman, ticari işlem yapan iki şirketten birinin e-posta hesaplarına ait şifrelerin ele geçirilmesi sonrası şifrelerin değiştirilmeyip, zaman zaman hesaba girip yazışmaların takip edilmesi şeklinde olduğu anlaşılmaktadır. Şirketler arası yazışmalardan ödemenin ne zaman olacağını öğrenen dolandırıcılar, ödeme yapacak şirkete hitaben, alıcı numaralarını içeren e-posta iletisi göndermektedir. Dolandırıcılar genellikle ödeme yapacak şirketi ikna edebilmek için, hesap değişikliği mesajını, alıcı şirketin e-posta adresine çok benzer bir e-posta adresinden göndermektedir. Alıcı şirketin hesap numarasının değiştiğini zanneden gönderici ödeme miktarını dolandırıcılara göndererek mağdur olmaktadırlar.
Vatandaşlarımızın/şirketlerin herhangi bir mağduriyet yaşamamaları için;
· Kendilerine gönderilen banka hesap numarasının değiştirildiği kapsamlı –postalara karşı şüpheci davranmaları (İleti Türkçe ya da İngilizce olabilir),
· İletiyi gönderen e-posta adresinin doğru olduğundan emin olmaları. (Suçluların şirket e-posta adresinde basit değişiklikler yaparak benzer sahte adreslerden e-posta iletilerini gönderdikleri bilinmektedir),
· Ödeme yapılmadan önce her ihtimale karşı ödeme yapacakları banka hesap numaralarını farklı yollarla (telefon, yüz yüze temas, bankadan kontrol vb.)
teyit etmeleri önem arz etmektedir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Ömür Gedik: Beni de dönek sayın Hürriyet Kelebek yazarı Ömür Gedik, Şafak Sezer tartışmasına katıldı..

Gezi eylemlerine katıldıktan sonra AK Parti iftarında Başbakan Erdoğan'dan özür dileyen Şafak Sezer'den sonra Hürriyet yazarı Ömür Gedik de son yazısıyla Geziciler'in tepkisini çekecek. Gedik, 'Şafak hem Recep Tayyip Erdoğan'ı sevip hem de Gezi eylemine katılmış olamaz mı?' dedi
İşte Gedik'in 'Şafak gibi ben de dönek miyim?' başlıklı o yazısı

ELİNİ ÖPMÜŞSE NE OLMUŞ

Bir Şafak Sezer dönek, kaypak, güvenilmez muhabbetidir gidiyor.
Neymiş Gezi'ye gitmiş, ardından da Başbakan'ın elini öpmüş.
Eeee, ne olmuş diyorum ben de.

Neden taraf olduklarımızın her şeyini sevip onaylamak ya da tam tersi karşısında olduklarımızın her hareketini eleştirmek zorunda bırakılıyoruz ki?
Şafak hem Recep Tayyip Erdoğan'ı sevip hem de Gezi eylemine katılmış olamaz mı?

BAŞBAKAN'A HAYRAN KALMIŞTIM

Ben Gezi olaylarının ilk günlerinde yeşilin, parkın, doğanın yanında olmayı tercih ettiğim için hükümetin AVM odaklı tavrının karşısındaydım.
Yapmayın, yıkmayın, kesmeyin, betona çevirmeyin diyordum.
Ama hayvan hakları konusunda Dolmabahçe'de Başbakan'la yaptığımız görüşmede de kendisine ve duyarlı tutumuna hayran kalmıştım.
Torununun ve kendisinin hayvan sevgisini anlatan, sokak hayvanları konusunda desteğini esirgemeyeceğini söyleyen, merhametli bir Başbakan vardı karşımda.
Parkı AVM yapmak istediğinde karşısındaydım, hayvan haklarını koruduğunda ise tamamen yanında...

BENİ DE DÖNEK LİSTESİNE YAZARLAR ARTIK

Bunlar sadece iki somut örnek.
Bence gayet doğal ve olması gereken.
Ama beni de dönekler listesine yazarlar artık!

Dekan'ın Cehaleti Kenan Işık'ı çıldırttı!..

‘Kim Milyoner olmak ister’e telefon jokeri oalrak bağlanan Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Selahattin Yıldız pes dedirtti...

Kenan Işık’ın sunduğu ‘Kim Milyoner Olmak İster’ yarışmasında Osmanlı minyatür sanatında hangisine rastlanmaz?” sorusu yarışmacıyı güç durumda bıraktı.

Telefon joker hakkı için yarışmacı Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Selahattin Yıldız’a danıştı. Dekanın ‘figür’ yanıtına güvenen yarışmacı ‘Perspektif’ şıkkının doğru olduğunu duyunca yıkıldı. Kenan Işık, ‘Minyatürde figür olmaz mı?’ diyerek tepkisini gösterdi.

Şafak Sezer: Başbakan'ın karşısına çıkacak lider yok

Şafak Sezer: Başbakan'ın karşısına çıkacak lider yok


Gezi Parkı eylemine katılmadım' diyen Şafak Sezer, Başbakan Erdoğan için de '15 yıl daha Erdoğan gibi bir lider gelmez' dedi. Oyuncu Mehmet Ali Alabora'nın 'dünyanın en korkak adamı' olduğunu söyleyen Sezer, "Ak Parti'ye 2 kez oy verdim." dedi.
Pazartesi günü AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nın iftarına katılan oyuncu ŞafakSezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanına gidip Gezi Parkı eylemlerine katıldığı için özür dilediği ve Erdoğan'ın elini öpmek istediği söylenmişti. Sosyal medyada büyük tepki çeken bu iddiaya oyuncu Şafak Sezer açıklama getirdi.
Beyaz TV'de Ferda Yıldırım'ın sorularını yanıtlayan ünlü oyuncu Gezi Parkı'na gitmediğini söyledi.

İşte Şafak Sezer'in açıklamalarından satır başları:

"GEZİ PARKI'NA GİTMEDİM"

"Ben açıkçası Gezi Parkı'na hiç gitmedim. Yürüyüşlerin ilk günü bir yemektendolayı oraya katıldım. Meraktan dolayı gidip baktım ne oluyor diye. Barbaros'tan Ortaköy'e kadar Gezi Parkı'nda yürümeye gittik. Ayağımdan ameliyat olmuştum. Açılır diye yürümüştüm. İnönü Stadı'nın oraya gittik. Biber gazını orada tattım. Oranın mizahı da var, acısı da var. İnsanlar öldü orada. Ortada durma şansın yok. Devleti var... Halkı var...İsteyeni var, istemeyeni var... Önümüz Ramazan Bayramı. Tatlılık ve güzellikle biteceğini düşünüyorum. Duran adamlar, palalı adamlar... Bunların hepsi bitiyor galiba.

"ORADA GİZLİ GÜÇLER VARDI"

Mevzu burada bir ağaçsa herkes yürüdü. Herkes yürümese bile kornaya bastı,tencereye vurdu. Oradaki üniversiteli gençleri, sanatçıları gördüler... Ve 'bir dakika durun' böyle bir şeye izin vermiyoruz dediler. Devletin hizmeti orayla bağdaşmadı. Biz ya da oradakiler nereden bilsin devlet projesinin ne olduğunu, ne yapılmak istendiğini. Oralarda zaten gizli güçler vardı. Tabi biz de daha sonradan öğreniyoruz 'varmış.'

BAŞIMIZDA BİR LİDER VAR

Üstümüzde bir lider var. Sayın Başbakanımız hakikaten değerli bir lider. Ben birTürk milliyetçisiyim. Kendi topraklarımda yaşayıp ölmek istiyorum. Benim ülkeme yabancının karışmasını istemiyorum. Bunlarla Atatürk de Osmanlı da savaşmış. Başbakanımızın da milliyetçi olduğunu düşünüyorum. İhaleler de hep Türk firmalarına gidiyor. Belki de bu yüzden...
Çocukluğumuzda böyle abiler gördük. Baktığınız zaman çekiyor sizi. Kusura bakmasınlar ama hakikaten iyi bir lider olduğunu düşünüyorum. Biz zaten o gün yemek yerken Ali Şen'le beraberdik. O da Türkiye'nin dış borcunu anlatıyordu. Biz de anlamadığımız için dinliyorduk. Entresan bir gündü açıkçası.

"BENİ BİR TEK HİZMET İLGİLENDİRİYOR"

Sincan'da körüklü otobüse binip 1.5 saatte Ankara'ya gidiyorduk. Ben şimdi evime 15 dakikada gidip geliyorum. Beni hiç ilgilendirmiyor ki ne olduğu neyaptığı. Beni bir tek hizmet ilgilendiriyor.

"15 YIL BİR LİDER GELMEZ"

Yarın değil bir 15 yıl daha bir lider gelmez. Bana Başbakanımız abi olarak geliyor. Benim abim gibi geliyor. Gittiğim zaman beni önemsiyor mu... Başbakanımız sizi gördüğü zaman 'nasılsın evlat' dediği zaman sen önemseniyorsun. Beni onun ticari ilişkileri, devlet ilişkileri, dışardaki muhalefeti hiçbir şeyi ilgilendirmiyor.

"BAŞBAKANIMIZ HER ŞEYİ BİLİYOR"

Devlet hizmetçidir. Yapıyor mu hizmetini. Başbakanımızın her şeyden haberi var. Her şeyi biliyor. Her ne olursa olsun bir hastayı da takip ediyor, yurtdışını da sanatçıyı da futbolu da... Abi gibi görülüyor. Başka taraf onu diktatör olarak sert biri olarak algılıyor. Oysa ki duygusal bir insan.

'ORADAKİLER ÇOLUK ÇOCUKTU'

Çocuk çocuktu oradakiler. Tribünden... Ben hayatta 2 kez kalabalığa girdim. Biri tribünde maç izlemek diğeri de buraya gitmem. İlk defa ben insanları izledim. Polislerimiz şehit oldu, genç çocuklarımız öldü. İnanılmaz mizahları yapıldı bu işin. Bunlar gelip geçici şeyler... Duran adamlar falan... Hükümet istifa diye bağırmadım. Gezi Parkı'na da çıkmadım. Hükümet istifa ile ağacın ne alakası var. Oradaki eylemin de ne olduğu anlaşılmadı. Polis bekliyor, sen bekliyorsun gaz atılıyor... 3 çocuk yapmama karışma, alkolüme karışma, onu yapma bunu yapma... Sokakta magazin var açıkçası. Çoluk çocuk ya... Oradaki çocuklar polisi gördüğü zaman oyun zannediyor. Sapanla gidiyor...

"PARA FALAN ALMIYORUM"

Ben sevdiğim bir abi olarak görüyorum Başbakanı. Benim ortak bir şeyim yok.Para almıyorum, devlet sanatçılığım yok... Hiçbir şey yapmıyorum. İstediğin herkese ulaşabiliyorsun bu devletle ilgili. Gürsel Tekin'i de çok severim. MHP'den de sevdiklerim var. Her partiden var. 'Biz AK Parti'nin bayrağını aldık. 3-5 televizyon programı verecek' öyle bir durum yok. Biz sadece başarımızla, yeteneğimizle geliyoruz. Gizli kasalar gelip bize para vermiyor. Bize baskı uyguladıkları da yok.

ALABORA'NIN CNN INTERNATIONAL'A KONUŞMASI

Benim bildiğim Alabora Amerikan emperyalizmine karşı çıkan ama CNN'de 1.5saat yayın yapan bir adam oldu. Mehmet Ali'nin 1.5 saat çıkıp da başka bir ülkenin kanallarına böyle bir şey yapması... 'Arkamızdan vurulduk...' falan filan... Hoş bir şey olmadı açıkçası.

"SANATÇI SANATÇILIĞINI YAPACAK"

Mesleğin harici her şeyi bırakmak lazım. Ufak da olsa politika muhabbetiyapıyoruz ama ondan bile rahatsız oluyorum. İş adamları iş adamlığını yapacak, sanatçılar da sanatçılığını yapacak. Şimdi ben Başbakanımızı diş reklamında oynatabilir miyim ya da Melih Başkanımız'ı... Politikacı politika yapıyor. Sanatçının da böyle siyasetin içinde bilmem ne... Yani değerleri vardır. Mesela Emek Sineması... Çıkıp konuşabiliriz. Bununla ilgili her şey konuşulabilir.

"ALABORA DÜNYANIN EN KORKAK ADAMIDIR"

Devlet de bir namustur. Sen neden namusunu yurt dışına anlatıyorsun. MehmetAli Alabora dünyanın en korkak adamı ya. Ne yapabilir yani. Cesaret hapı mı içti ne yaptı.

"AK PARTİ'YE OY VERDİM"

Ailemde bir tek ben oy verdim. Referandum'da 'evet' dedim bir de Hakan Şükür'eoy verdim. Ben karşıma geçip de AK Parti'ye oy verdim diye eleştirecek bir adam göremiyorum. Ben bozarım o adamları.
kaynak: ensonhaber

Okullarda kılık kıyafet bilmecesi çözüldü Velilerin yüzde 50'sinden fazlasının onayı alınarak belirlenecek

Öğrenciler, okul, sınıf ve şubelerde tek tip kıyafet giymeye zorlanamayacak. Okul yönetimi ve okul-aile birliğinin koordinatörlüğünde, okul kılık kıyafetlerine ilişkin sınırlamalara aykırı olmamak kaydıyla, velilerin yüzde 50’sinden fazlasının onayı alınarak ilgili eğitim-öğretim yılı için okul kıyafeti veya kıyafetleri belirlenebilecek.
Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlandı. Yönetmelik, Millî Eğitim Bakanlığı’nın talebi üzerine Bakanlar Kurulu’nca 8 Temmuz 2013 tarihinde kararlaştırıldı. Buna göre öğrenciler, okul, sınıf ve şubelerde tek tip kıyafet giymeye zorlanamayacak. Ancak, okul yönetimi ve okul-aile birliğinin koordinatörlüğünde, sınırlamalara aykırı olmamak kaydıyla, velilerin yüzde 50’sinden fazlasının onayı alınarak ilgili eğitim-öğretim yılı için okul kıyafeti veya kıyafetleri belirlenebilecek. Bu fıkranın uygulanmasına dair usûl ve esaslar Millî Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan yönerge ile belirlenecek. Yönetmelik bugün itibarıyla yürürlüğe girdi.

24 Temmuz 2013 Çarşamba

TCDD bu illerde işçi alacak!

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) bu illere 490 makinist, 86 mekanik vasıta tesis cihaz vinç operatörü, 67 tren teşkil işçisi alacak.

İşte Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) işçi alacağı iller...

TCDD Adana, Afyon, Erzincan, Elazığ, Erzurum, Balıkesir, Bilecik, Burdur, Çankırı, Diyarbakır, Karaman, Edirne, Karabük, Kahramanmaraş, Eskişehir, İzmir, Gaziantep, İskenderun, Isparta, İstanbul,

Tokat, Mersin, Kars, Manisa, Kocaeli, Kayseri, Niğde, Kırıkkale, Kütahya, Kırklareli, Konya, Tekirdağ, Sivas, Malatya, Samsun, Yozgat, Uşak, Şanlıurfa bölge müdürlükleri ve Genel Müdürlüğe 490 makinist, 86mekanik vasıta tesis cihaz vinç operatörü, 67 tren teşkil işçisi olmak üzere toplam 643 işçi alacak.

İnönü Stadı’ndan tarih çıktı!

İnönü Stadı yıkımında ortaya çıkan tonozlu yapı, iş makineleri tarafından parçalandı. Arkeoloji Müzesi yetkilileri "Yapılan suç, çalışma durdurulmalı" dedi.


Yıkımı devam eden İnönü Stadı tribünlerinin altından tonozlu tarihi eser kalıntıları ortaya çıkınca İstanbul Arkeoloji Müzeleri inceleme yapması için arkeolog görevlendirdi. Ama tarihi eser kalıntıları müze raporu tutulduktan kısa bir süre sonra, dün saat 17.00 civarında iş makineleri tarafından paramparça edildi.
Radikal’den Elif İnce’nin haberine göre, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nden uzmanlar ihbar üzerine kalıntının bulunduğu yerde fotoğraf çekerek rapor tuttu. Müze yetkilileri tarihi eserin tahrip edilmesinin suç olduğunu, kazının acilen durdurulması gerektiğini söyledi. Müze raporu hem 3 No’lu Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na hem de Kültür Bakanlığı Kazılar Daire Başkanlığı’na gönderildi. Kazının durdurulması için 3 No’lu Koruma Kurulu’ndan cevap bekleniyor.
KURUL: KALINTI ÇIKARSA HABER VERİN
Aynı kurul, 7 Mayıs’ta verdiği kararda stadın altından tarihi eser çıkması durumunda inşaatın durdurulması gerektiğini belirtmiş ve “Uygulama sırasında 2863 sayılı yasa kapsamında değerlendirilebilecek herhangi bir kalıntıya rastlanması durumunda, uygulamanın durdurularak müze müdürlüğü ve kurula bilgi verilmesi” yönünde karar vermişti.
KALINTILAR BİLİNİYORDU
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından 2012’de hazırlanan bir raporda İnönü Stadı yapılmadan önce aynı alanda saray atlarının bakıldığı İstabl-ı Amire yapısı, Saray Tiyatrosu ve iki gazhane binası bulunduğu, fotoğraflarla belgelenmişti. Aynı raporda stadın altından geçen 6 metre genişliğinde, 3 metre yüksekliğinde tüneller olduğu belirtilmiş, bu tünellerin Taksim, Nişantaşı, Fulya ve Ihlamur’dan gelen suların saraya zarar vermeden tahliye edilip denize ulaşmasını sağladıkları vurgulanmıştı.