rokethaber.blogspot.com

30 Haziran 2013 Pazar

Güneşten enerji üretmek için 659 başvuru yapıldı

Güneş Enerjisi Santralleri (GES) ile ilgili 10-14 Haziran tarihleri arasında gerçekleşen lisans başvuruları yatırımcıların yoğun ilgisiyle sonuçlandı.Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK)'na 5 gün içerisinde toplam 659 başvuru yapıldı. EPDK Başkanı Hasan Köktaş, güneşten lisanssız elektrik üretimi için de yapılan 418 başvurunun 'uygun görüş' aldığını belirterek, "İlk günlerde bu rakam çok düşüktü. Kimse nasıl başvuracağını bilmiyordu. Ama şimdi, herkes hızlı bir şekilde profesyonelleşiyor. Ortaya endüstrinin birçok paydaşları çıkıyor." dedi.Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), güneş enerjisinden elektrik üretimine yönelik işletmeye geçen 500 kilovat (KW)'lık Türkiye'nin lisanssız güneş enerjisi üretim tesisini yerinde görmek üzere Else Enerji ve Prokon AŞ'nin Ankara-Kazan'daki tesisine bir basın gezisi düzenledi. Tesislerde güneş enerjisi ve başvurularla ilgili açıklamalarda bulunan EPDK Başkanı Köksal, lisanssız enerji üretiminde, sermayenin tabana yayılmaya başladığına ifade etti. Enerji sektörünün içinde büyük oyuncuların da küçük ölçekteki girişimcilerinde olması gerektiğini kaydeden Köktaş, "Yatırımcılara dönüştürerek sermayeyi tavandan tabana yayıyoruz. Kısa süre sonra binlerce başvuru gerçekleşecek. Artık küçük ölçekte, Anadolu'nun çeşitli girişimcilerimiz de var." ifadelerini kullandı.Köktaş, lisans alınmadan elektrik üretmek için şu ana kadar 980 başvuru yapıldığı bilgisini paylaşarak, bu projelerden 659'unun güneş enerjisi ile ilgili olduğunu aktardı. Köktaş, "Başvuruların toplamı 250 megavat (MW)'lık gücü buluyor. Bu ciddi bir rakama tekabül ediyor. Başvurulara bakıldığında, lisansız elektrik üretimi için dağıtım şirketlerine başvuranların 418 tanesi uygun görüş aldı. İlk günlerde bu rakam çok düşüktü. Kimse nasıl başvuracağını bilmiyordu. Ama şimdi, herkes hızlı bir şekilde profesyonelleşiyor. Ortaya endüstrinin birçok paydaşları çıkıyor." şeklinde konuştu."BAŞVURUDAKİ PROJE SAYILARI AŞAĞI DÜŞECEK"Yenilenebilir Enerji Kanunu'nda değişiklik yapılarak özellikle güneş enerjisine kaynak bazında teşvik verilmesi ile alakalı yasanın çıktığına işaret eden Hasan Köktaş, bu yasanın ilgili alt yapıları gereği Mayıs ayında duyuru yaptıklarını kaydetti. Duyurudan sonra, tanınan 1 yıllık sürede hazırlanan başvuru dosyaları ile Haziran ayında EPDK'ya lisans başvurusu gerçekleştiği bilgisini verdi. Bütün sürecin ayrıntılarının bu aşmadan sonra belirleneceğini kaydeden Köktaş, şöyle devam etti:"İlan metninde tarım arazilerine başvuru yapılamayacağını belirttik. Dolayısıyla tarımsal arazilerini korumalıyız. Hali hazırda bize başvuran tüm dosyalarda, Gıda ve Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'ndan yapacakları yatırım tarım arazisinde olmadığına dair bilgilerin bulunması gerekiyor. Yaklaşık 600'e yakın proje sayısı var. Yaptığımız incelemeler sonucunda, başvurudaki bu rakamlar biraz daha aşağı düşecek. Belki 7 binlerin altına düşecek. Niye? Çünkü, kabul edilmemesi gereken dosyalar var. Bu incelemeler bittikten sonra, başvuru usul ve esasına uygun olmayan dosyaların kurula indirerek reddine karar vereceğiz. Kabul edilebilirler hemen, Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü'nde incelemeye tabi tutulacak. Ondan sonrada bu dosyalar bize gelecek. Sonra bu dosyaları biz TEİAŞ'a yarışmaya göndereceğiz. Yarışmanın ardından tekrar dosya bize gelecek ve onaylayarak Resmi Gazete'de yayınlanacak. Onayın ardından retler yapıldıktan sonra, tüm proje adedini paylaşmış olacağız. Bu yarışmalardan sonra lisanslama başlayacak.""SİSTEMİN İÇİNE PROJE GELİŞTİRİCİLERİN GİRMESİ İMKANSIZ"Gazetecilerin sorularını da cevaplayan EPDK Başkanı Köktaş, yeni sistemin 'çantacı' diye tabir edilen kişilerin oluşmasına imkan verip vermeyeceği yönündeki bir soruya şöyle cevap verdi:"Sistemin içine proje geliştiricilerinin girmesinin imkanı yok. Sistemin içinde proje geliştiricilerinin olacağını düşünmüyoruz. Sevindirici unsuru şu; Türkiye'de büyük enerji oyuncularının hemen hepsi bize başvuru vermiş durumda. Büyük oyuncular sistemin içinde. Bu önemli bir gösterge. Fakat benim bazı endişelerim var; ihale sırasında oyuncular heyecana kapılıyor, yüksek teklif vererek çok verimli projeleri yapılamaz hale getiriyor. Maalesef bunu birkaç projede yaşadık. Yüzde 42-43 gibi Türkiye'nin en güzel projelerini oldukça fazla teklifler neredeyse yapılamaz hale geldi. Bizim önceliğimiz öncelikle bu projelerin yapılabilir hale getirilmesidir. Belli kaynaklarımızdan enerji üretmektir. Bizim enerjiye ihtiyacımız var. Onun için hesapsız, kitapsız hareket ederek projeleri yapılamaz hale getirmek yerine rakam neyse onu teklif sahiplerine vermeleri bekliyoruz. Bu projelerin asıl amacı Türkiye'ye kazandırılmasıdır.""YERLİLİK ORANI HER GEÇEN GÜN ARTIYOR"Hasan Köksal, bir başka soru üzerine; lisansız enerji üretiminde 500 KW için, yerli üretilmiş makine ekipman teşviklerin olduğunu belirtti. Köksal, "Toplam yüzde 100 yerli ekipman kullanılması ile birlikte yüzde 46'ılık ilave bir teşvik var. Onun içindir ki; makine ekipmanlarla ilgili ciddi bir patlama var. Mesela bu firma yüzde 20 oranında yerli ekipman kullanmış, bir başka çalışmanın ardından yüzde 40 oranında yerlilik oranını yakaladı. Sektör hızlı gelişiyor ve bu yerlilik oranı gerçekleştiriliyor." diye konuştu."MAKUL TEKLİFLER VERİLSİN"Sermayenin tabana yayılmasının nasıl gerçekleşeceğine ilişkin bir soruya da Köktaş, şöyle karşılık verdi:"Elinde hesap makinesi olmayan psikolojik olarak kapılıyor bir rüzgara yüksek fiyatlar veriyor ve o projeler olmuyor. Halbuki hesap makinesi olanalar, projesini fizibilitesine bakıp ne kadarlık bir yatırım yapsa ne kadarının geri döneceğini hesap eder. Verilecek yüksek tekliflerle projeleri yapılmaz haline getirmek yerine bize tesis lazım. Yüksek teklif vererek güzel iş yapıldığı zannediliyor, oysa tam tersi. Onun için hesap kitap neyi kurtarıyorsa, makul teklifler versinler bize. Bu, ihalenin koşullarını hepimiz biliyoruz. Bu projeleri hayata kazandırmalıyız."(CİHAN)

View the original article here

Gençler, trafik sorununa çözümlerini dünya ile paylaştı

Renault’nun Birleşmiş Milletler Yol Güvenliği İçin Küresel Eylem 10 Yılı kapsamında düzenlediği Sizin Fikriniz Sizin Projeniz yarışmasının uluslararası ödül töreni Fransa’nın başkenti Paris’te yapıldı.Türkiye’nin de içinde olduğu altı ülkeden gençler, trafikte yaşadıkları sorunları çözmek için hayata geçirdikleri birbirinden ilginç ve önemli girişimleri birbirleriyle ve uzmanlarla paylaştı.Gençlerin çevrelerinde yaşadıkları trafik sorunlarını saptayıp, hayal güçlerini zorlayarak, bu sorunlara çözüm üretmelerini ve çözümlerini uygulamalarını da amaçlayan Sizin Fikriniz Sizin Projeniz adlı uluslararası yarışmanın ödül töreni Fransa’nın başkenti Paris’te Renault’nun ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Türkiye ayağını, Renault Mais, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü, Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneği ve Total Oil Türkiye’nin birlikte düzenlediği yarışma; tüm dünyada ve Türkiye’de liselileri yakın çevrelerindeki ulaşım ve yol güvenliği sorunlarının çözümü için harekete geçirdi. Birbirinden ilginç projeler arasından ‘Servisçini Denetle Trafik Emniyette’ adlı projesiyle Türkiye Birincisi olan Füsun Yönder Anadolu Lisesi öğrencileri, Fransa'da yapılan uluslararası buluşmaya katılıp, güvenlik ve çevre yararına olan projelerini tanıtarak, Türkiye’yi temsil etti.2000 yılında Fransa Renault tarafından hayata geçirilen Herkes İçin Güvenlik programından, bu güne kadar 35 ülkeden 13 milyondan fazla öğrenci yararlandı. Bu programın bir diğer ayağı olan Sizin Fikriniz Sizin Projeniz yarışmasına katılan öğrencilerin bir araya geldiği ve yol güvenliği konusundaki vizyonlarının da paylaşıldığı uluslararası buluşmada, Türkiye’nin yanı sıra Fransa, Bulgaristan, Estonya, Polonya ve Slovenya yer aldı.Türkiye birincisi proje İstanbul’daki okullarda uygulanacakOkullarını Türkiye ve Fransa’da temsil eden Ömer Berkay Fındık, Salih Ceyhun Yılmaz ve Hasan Özcan proje ve yarışma izlenimlerini şu sözlerle anlattı:“Okul servislerinin karıştıkları trafik kazaları İstanbul basınının haber sayfalarında dikkat çekiyordu. Bunun üzerine Füsun Yönder Anadolu Lisesi öğrencileri olarak harekete geçmeye karar verdik ve elimize kalem kağıt alarak iki ay boyunca servis şoförlerinin dikkatsiz davranışlarını ve trafik ihlallerini not ettik. Daha sonra onlara bu notların birer “kopyasını” verdik. Bunun ardından sürücülerin tavrının baştan aşağı değiştiğini gördük. Öyle ki İstanbul Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Muammer Yıldız bu girişimi kentteki tüm okullara yaymaya karar verdi.”“Gençler kendi sorunlarına sahip çıkıyor” Projeyi Türkiye’de gerçekleştiren Renault Mais’in Genel Müdürü İbrahim Aybar da yarışmaya ilişkin şunları dile getirdi:“Renault Türkiye olarak 2002-2003 Eğitim Öğretim Yılı’nda başlattığımız ve 11 yıldır sürdürdüğümüz Sokakta İlk Adımlar Yol Güvenliği Eğitim Projesiyle, Türkiye’de 8 yaşındaki 1 milyon 200 bin çocuğumuza trafikte kendilerini korumayı öğrettik. Renault Global olarak ise Herkes için Güvenlik ve Ulaşım programı kapsamında tüm dünyada 13 milyonun üzerindeki öğrenciyi yol ve trafik güvenliği konusunda eğittik. Ortağı olduğumuz Birleşmiş Milletler programı çerçevesinde Türkiye’de ehliyet ve sorumluluk alma yaşına yaklaşan liselilere yöneldik. Bu defa amacımız liselilere yol güvenliği eğitimi vermekten çok, onları yol güvenliği, sürdürülebilir ulaşım ve çevre sorunlarına sahip çıkmaları ve yakın çevrelerinde bu konuda bir fark yaratmaları konusunda teşvik etmek. Bu bir anlamda demokratik vatandaşlık ve katılımcılık eğitimidir. Gençlerin kendilerine gerçek ve tam bir inisiyatif verildiği zaman, son derece yaratıcı olabileceğini ve aynı zamanda sorumluk üstlenebileceğini bu yarışma bize çok net bir şekilde gösterdi.”Gençler Hangi Projeleri Geliştirdi? Uluslararası Proje ÖzetleriTürkiye: Amaç, öğrencilerin servis sürücülerini denetleyerek, daha bilinçli ve aktif yolcu konumuna gelmeleriydi. Füsun Yönder Anadolu Lisesi öğrencilerinin saptadığı sorunlar servis sürücüleriyle de paylaşıldı ve bu sürücülerde davranış değişikliği gerçekleşmesi sağlandı. Bir yandan da gençlerin trafik kurallarını aktif biçimde öğrenmeleri sağlandı ve bu konuda duyarlılıkları artırıldı. Gençlerin projesi İstanbul’da başka okullarda da yaygınlaştırılacak.Bulgaristan: Sofya’daki Petar Beron Okulu’nun öğrencileri, çevre konusuyla ilgili bir dizi afiş oluşturdu. Mesajı görüntüler halinde vermek için renkleri ve doğayı bir araya getirdiler. Ayrıca oyunlar üreterek ve sahada ziyaretler gerçekleştirerek, güvenlik konusuna odaklandılar.Estonya: “Kask takın, güvenlik yeleği giyin. Bu sizin için en iyisidir”: Sagadi Okulu öğrencileri yol güvenliği ile ilgili projelerini şarkılarla ve floresan renkli ceketleriyle özetlediler. Projelerinin hareket noktasını “bisikletli çocukları trafikte tüm olanaklarla görünür kılmak” cümlesiyle özetlediler. Kampanyaları yerel basında geniş yer buldu ve bugün Sagadi’de bisikletler artık göze çarpmadan geçmiyor.Fransa: Yonne bölgesindeki Saint-Julien du Sault Okulunun hazırlık sınıfı iki farklı yol imgesiyle okul yolundaki trafik güvenliğini resmetmişti: Bu yollardan birincisi sınıfa, ikincisi ise doğrudan hastaneye gidiyordu. Her iki yolun etrafı “Bizim Hayatlarımız” sloganıyla birlikte çepeçevre kalplerle sarılmıştı. Bugün, öğrenciler panolarını ezbere biliyorlar ve hatta Charles (6 yaşında) ‘Sarıda halen durmak gerektiğini’ anne-babasına bile öğretmiş.Polonya: Miklusy Okuluna güvenli gitmek için bir üst geçit, kaldırımlar ve otobüs durakları eksikti ve şehrin sinyalizasyon panoları eskimişti. Bu ihtiyaçları tespit eden öğrenciler bir iletişim kampanyası tasarladı. Ve bir üst geçit yapıldı, panolar yenilendi ve inşa edilecek yeni kaldırımlarda iki yeni otobüs durağı yer alacak.Slovenya: Novo Mesto Okulunun öğrencileri, okul çevresinde üç güvenlik sorunu tespit etti ve bunları giderme olanaklarını araştırdı: Bu bağlamda otobüs durağının güvenlikli hale getirilmesi için yerel yönetimler nezdinde yapılan girişimler sonucunda otobüs durağının yeri değiştirildi. Okul önündeki trafiğin azaltılması için otomobil paylaşımı ve okul servisleri için kampanya başlatıldı. Tehlikeli bir kavşağın düzenlenmesi için girişimler ise devam ediyor. Isa ve Ada adlı öğrenciler bu konuyu sonuçlandırmakta kararlılar.

View the original article here

İslamî finans eğitimi İngiltere’de var Türkiye’deki üniversitelerde yok

Global finans endüstrisinin en hızlı büyüyen kısımlarından birisi İslamî finanstır. Mevcut durumda İslami finans yıllık yüzde 15-20 oranında büyümektedir ve bu büyüme trendinin devam etmesi öngörülmektedir.Bu büyüme hacmi karşısında ülkeler artan İslami finansal ürünler talebini yönetecek işgücü açığı ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Bugün itibarıyla, dünyada İslami finansın İslami muhasebe, İslami risk yönetimi ve İslami türevler gibi komplike alanlarında uzmanlaşmış çok az sayıda kişi bulunmaktadır. Gelişmiş ülkeler bu arz-talep dengesizliğini giderebilmek amacıyla konuyla ilgili eğitim programları dizayn etmektedir. Dünya genelinde İslami finans alanında 40’a yakın üniversite İslami finans yüksek lisans programları sunmaktadır. Eğitimlerin çoğunluğu yüksek lisans seviyesinde veriliyor. Buna karşılık bazı finans yüksek lisans programlarında İslami finans/İslami bankacılık seçimlik dersleri de opsiyon olarak sunuluyor. Bu dersler sayesinde konvansiyonel bankacılar da İslami finans alanında eğitim alabilmektedir. Buna ek olarak, MBA programlarında İslami finansın ticari uygulamalarını kapsayacak şekilde vaka çalışmaları sunulmaktadır. Özetle İslami finans yüksek lisans programlarında İslami Sermaye Piyasaları ve kurumları, İslami Sigortacılık ve İslami Ticaret Hukuku gibi geniş yelpazede uzmanlaşma imkanı sunulmakta ve mezun olanlara gerek kendi ülkelerinde gerekse dünyanın önemli finansal merkezlerinde iş bulma imkanı sağlanmaktadır. Dünyada İslami finans eğitimleri sadece yüksek lisans boyutuyla ele alınmamakta, doktora çalışmaları kapsamında teorik araştırma konusu da olmaktadır. Gelişmiş ülkelerde konunun bilimsel yönü ele alınmaya başlanmıştır. En önemli örnek Harvard Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından kurulmuş olan İslami Finans Projesi programıdır. Bu program ile İslami finans endüstrisinin teori ve uygulama etkileşiminin artırılması amaçlanmıştır. Programda ayrıca konferans ile seminerler düzenlenmekte ve İslami finans alanında bilimsel makale ve yayın üretilmektedir. Aynı şekilde Oxford Üniversitesi’nde Oxford İslami Eğitimler Merkezi kurulmuştur ve merkez bünyesinde İslami finans ile ilgili bilimsel araştırmalar yapılmakta ve araştırma bursları verilmektedir. Benzer şekilde İspanya, Fransız Sorbonne Üniversitesi ve Suudi Arabistan King Abdulaziz üniversiteleri ile birlikte İspanya’da İslami ekonomi ve finans merkezi kurulmuştur. İslami finans konusunda doktora programları düzenlenmekte ve bu konuda bilimsel araştırma yapmak isteyen yetenekli öğrencilere doktora bursları sağlanmaktadır. Diğer taraftan konuyla ilgili araştırmalar sadece üniversite bazında ele alınmamaktadır. Örneğin Deloitte Malezya’nın Global İslami finans Üniversitesi INCEIF, İngiliz Reading Üniversitesi Henley İş Okulu ile birlikte Bahreyn’de İslami Finans Bilgi Merkezi isimli bir think tank kuruluşu kurmuştur. Kuruluş İslami finansın regülasyon, risk yönetimi ve iç kontrol, ürün stratejileri ve liderlik konularıyla ilgili çalışmalar yapacağını açıklamıştır. Buna ek olarak, bazı meslek örgütleri de lisans kursları düzenlemektedir. Örneğin İngiltere’nin en prestijli meslek örgütlerinden birisi olan CIMA bünyesinde İslami finans sertifikasyon sınavları yapılmakta ve başarılı olanlar lisanslı olarak çalışabilmektedirler. Ülkemiz açısından ise durum pek parlak değildir. Üniversitelerimiz maalesef dünyanın gelişmiş ülkelerindeki üniversitelerin İslami finans konusunda yaptıkları çalışmalara paralel ölçüde çalışma yapamamıştır. Mevcut durumda dünyanın hemen her ülkesinde eğitim müfredatında yer almakla birlikte, ülkemizde hemen hemen hiç bulunmayan İslami finans lisans, yüksek lisans ve doktora programlarının ivedilikle üniversitelerimiz tarafından açılması gerekmektedir. Üniversitelerimiz bu türden programlar açamıyorlarsa en azından seçimlik derslerle, oluşan İslami finans eğitim boşluğunu doldurmaya çalışmalıdırlar.Devlet, eğitim için yurtdışına gidene destek versinKonuya ilgi duyan ve bu alanda çalışmak isteyenlerin, ülkemizin bu konudaki sınırlı imkanlarını göz önünde bulundurarak yurtdışı ülkelerdeki üniversitelerden faydalanması gerekmektedir. Konuya ilgi duyan kişiler için grafikte, Batılı bazı ülkelerin sunmuş oldukları İslami finans yüksek lisans programları ile bu konuda sadece seçimlik dersler veren bazı üniversiteler orijinal isimleriyle verilmiştir. Bu türden üniversitelerde öğrenim görmek paralı olduğundan, eğitim alacak kişilerin finansmanı için devletimizin konuya ilgi göstermesi de gerekmektedir. Örneğin ilgili kamu kuruluşları yurtdışında İslami finans alanında öğrenim görmek isteyen kişilere finansman imkanları sunmalıdır. Yine konuyla ilgili gerekli eğitim altyapısının ülkemiz nezdinde kurulmasının kısa dönemde zor olacağından hareketle İslami finans konusunda oluşacak talebin nitelikli işgücü tarafından yerine getirilmesi amacıyla bu alanda çalışacak kişiler için İngiltere örneğindeki gibi kısa sertifikasyon kursları açılıp gerek meslek örgütlerinin gerek üniversitelerin harekete geçmelerinin yolu açılabilir. Ayrıca bu alanda çalışanlara lisans verilmesi suretiyle de ülkemizin İslami finans eğitim altyapısı güçlendirilebilir. İslami finans eğitim açığının kapatılması, gerek bu alanda oluşacak işgücü açığını kapatmakta, gerek Ortadoğu İslami sermayesinin İngiltere, İsviçre gibi finansal merkezler yerine ülkemize çekilmesinde, gerekse İstanbul Finans Merkezi vizyonu çerçevesinde İstanbul’un önemli uluslararası finansal bir merkez olması hedefinin yerine getirilmesinde ciddi önemi haizdir. İstanbul’un uluslararası finans merkezi olması hedefi kesinlikle ama kesinlikle İslami finans ile paralel düşünülmelidir ve bu hedef üniversitelerimizin gerek lisans ve yüksek lisans eğitimleri vermek gerekse bilimsel araştırma merkezleri kurmak suretiyle katkı sağlamaları ile daha da ulaşılabilir olacaktır. Eğer arz-talep dengesi kurulamaz ise bankalar ve sermaye piyasaları kurumları gelecekteki büyümeyi yönetmeleri açısından önemli engellerle karşılaşacaklardır.(*) Sermaye Piyasası Lisanslama Sicil ve Eğitim Kuruluşu AŞ Genel Müdür YardımcısıRESMİ BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYIN...

View the original article here

29 Haziran 2013 Cumartesi

Lice'deki olayların perde arkası

Lice'deki karakol gerginliğinin perde arkasında ne var

Dün Diyarbakır’ın Lice İlçesi Kayacık Köyü’nde jandarma karakoluna yapımı süren ek inşaatı engellemek isteyen grupla güvenlik güçleri arasında çatışma çıkmıştı. Yaralanan ve ölenlerin olduğu olaylar sonrası İstanbul'da Kadıköy, Beşiktaş ve Kağıthane'de protestolar düzenlendi. Peki Lice'deki bu gerginliğin sebebi neydi?
Basında ve sosyal medyada köylülerin karakol inşaatını istememesi olarak lanse edilen Lice olaylarının başka bir sebebi olduğu iddia ediliyor. Olayların arkasında bölgede son aylarda düzenlenen uyuşturucu operasyonlarından rahatsız olan bir takım grupların olduğu söyleniyor.

GEÇTİĞİMİZ AY BÜYÜK BİR OPERASYON YAPILMIŞTI

Geçtiğimis Mayıs ayında düzenlenen operasyonla 3 ton esrar ele geçirilirken, 600 binden fazla hint keneviri imha edilmişti. Hava destekli ve 800 asker ya da polisin katıldığı bu büyük operasyona yine halk tepki göstermişti. Düzenlenen büyük operasyon sonrası dönüş sırasında yol kenarında toplanan bir grubun, askeri araçları taşladığı, bazı araçların camları kırdığı belirtiliyor.

Fırtınada yeni tutku!

Fırtına’da yeni tutku

Turistler Fırtına vadisinde yerden 15 metre yükseklikte zipline yapıyor.
Rize'nin Ardeşen ilçesinde, Fırtına vadisi turistlere yeni etkinlikler sunuyor. Fırtına Vadisi üzerinde yerden yaklaşık 15 metre yükseklikte ve 70 metre uzunluğunda ağaçtan ağaca bağlanan çelik halat üzerinde zipline yapmak ilgi çekiyor. Zipline tutkunları, bir ucu yüksek, diğer ucu daha alçak iki yer arasına gerilen çelik halat üzerinde tırmanma kemeri kullanarak yer çekimi yardımı ile kayıyor. Adrenalin içeren bu aktiviteye turistler yoğun ilgi gösteriyor.
Güvenlik kemeri ile bağlanan kişi, çelik halat yardımıyla vadinin karşı yakasına  geçiyor, daha sonra aynı yolu izleyerek başladığı yere dönüyor.

Ordu’ya yamaç paraşütü merkezi

Ordu’ya yamaç paraşütü merkezi

‘Özgürlük Rüzgarda Saklıdır’ projesi kapsamında Ordu’da yamaç paraşütü eğitim merkezi açıldı.
Çamaş Köylere Hizmet Götürme Birliği'nce hazırlanan ve Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) tarafından desteklenen ‘Özgürlük Rüzgarda Saklıdır’ projesi kapsamında Çamaş ilçesinde yamaç paraşütü eğitim merkezi açıldı. Eğitimlerin Türk Hava Kurumu'na (THK) bağlı lisanslı yamaç paraşütü eğitmenleri tarafından verileceği merkezde, 17 adet single eğitim kanatları, 2 adet tandem uçuş kanatları, 1 adet motorlu yamaç paraşütü, 3 eğitim tepesi ile eğitim sınıfı bulunuyor.
Proje kapsamında Çamaş’ın Söken köyünde 3 eğitim tepesi, yeni dönemde uçuş faaliyetleri için hazır hale getirildi. Teorik eğitimlerin verileceği eğitim sınıfı da modernliği ve tek olması ile bölgede farklı bir özelliğe sahip. Eğitimlerin verileceği yamaç paraşütü malzemeleri de dünyanın en gözde yamaç paraşütü malzeme ve markasından oluşturuldu. Merkezde tulumlar, kasklar, telsizler, barometreler olmak üzere birçok uçuş malzemesi hazır halde bulunarak eğitim dönemini bekliyor.
Yapılan çalışma ile Ordu'nun Çamaş ilçesinin yamaç paraşütü sporuyla tüm Türkiye'ye tanıtılması amaçlanıyor.

28 Haziran 2013 Cuma

ÖABT'ye gireceklerden sınav yeri tepkisi


ÖABT'ye gireceklerden sınav yeri tepkisi

ÖABT'ye gireceklerden sınav yeri tepkisi

Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi (ÖABT)'nin sınırlı ilde yapılacak olması adaylardan büyük tepki topluyor. 

Dünya Bülteni / Haber Merkez
ÖSYM, 2013 KPSS-A ve öğretmenlik sınav kılavuzunu yayımladı. Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi (ÖABT)'nin ise sınırlı illerde yapılacak olması adayların tepkisine neden oldu.
15 alandan yapılacak olan ÖABT'nin bir çok ilde sınava girecek aday sayısı az olacağı için sınırlı ilde yapılması kararlaştırıldı. 
Kılavuzun "18.Sınav Merkezleri" bölümünün ilk fıkrası şu şekilde:
"Sınav merkezleri ve kodları aşağıda verilmiştir.Adaylar, 1. Tercih alanına kendi adres ilini, 2. Tercih alanına ise Ankara, İstanbul ve İzmir ili sınav merkezlerinden kendilerine uygun olanı sınav merkezi tercihi olarak yazacaklardır. Bunun dışında bir tercihte bulunulamaz. ÖABT sınav merkezleri aday sayısına bağlı olarak belirlenecektir. ÖABT'ye katılacak adaylardan kendi adres ilinde ÖABTyapılmayacağı kararı verilenler, 2. Tercihlerinde sınava alınacaklardır. "

1 milyon kişinin borcu sıfırlanacak!

1 milyon kişinin borcu sıfırlanacak!

Meclis'te görüşülen Torba Yasa ile engelliler, yoksul durumdaki vatandaşlar ve 65 yaş üzeri muhtaçlık..

1 milyon kişinin borcu sıfırlanacak!Meclis'te görüşülen Torba Yasa ile engelliler, yoksul durumdaki vatandaşlar ve 65 yaş üzeri muhtaçlık aylığı alan 1 milyonun üzerinde kişinin fazla maaş ödemeleriyle ilgili SGK'ya olan borçları sıfırlanacak.
Meclis kapanmadan yasalaşması planlanan düzenlemeler arasından dezavantajlı vatandaşlara yönelik "torba" dolusu müjde çıktı.
Sabah gazetesinden Burcu Çalık'ın haberine göre; 2022 Sayılı Kanun'da yapılması öngörülen değişiklikle, muhtaçlık veya engelli aylığı alan 1 milyondan fazla kişinin daha önce yapılan fazla- yersiz ödemeler nedeniyle SGK'ya olan borçları ve para cezaları faizleriyle birlikte sıfırlanacak.

ŞEHİT AİLESİNİN BORCUNA AF
Torba Yasa'da geçen bir başka borç affı müjdesi de şehit ailelerine ve gazilere geldi. Harp ve vazife malullüğü maaşı alırken hayatını kaybedenler ile onların maaş bağlanan yakınları başta olmak üzere, fazla maaş ödemeleri nedeniyle SGK borçlanan ailelerin daha önce açtığı davaları geri çekmesi şartıyla yapılandırılacak. Torba Yasa'da bu kapsamda borcun faizi silinecek ve ana borç ise beş yıla kadar taksitlendirilecek.
BOMBA İMHA UZMANINA MAAŞ
Tasarıyla birlikte Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet teşkilatında, patlayıcı maddelerin imhası, nakli, depolanması sırasında hayatını kaybedenler ile malul olanlara da aylık bağlanacak. Vazife malulü kamu görevlilerinden hayatını kaybedenlerin anne ve babalarına aylık bağlamada muhtaçlık şartı aranmayacak. Engelli çocuğu olan memura tayin önceliği verilecek. Yükümlü olmadığı halde kontenjan fazlası engelli çalıştıran işveren teşvik edilecek.
YOKSUL AKRABAYA YARDIM
Tasarıya göre, Medeni Kanun'daki "Yoksulluğa düşecek olan üst ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür" hükmünü, muhtaç vatandaş yerine devlet uygulayacak. İhtiyaç sahibinin bilgileri toplanacak ve nafaka yükümlüleri defterdarlığa bildirilecek. Yükümlünün maddi durumunun tespiti için geliri sorgulanacak. Mahkemelerce hükmedilecek nafaka miktarı defterdarlıkça akrabadan tahsil edilip ihtiyaç sahibine ödenecek.
Haber7

Alex De Souza: Başbakan Erdoğan'a Minnettarım

type='html'>
Fenerbahçe'nin efsane futbolcusu Alex de Souza Habertürk'ün sorularını yanıtladı.

Türkiye’den ayrılışınız sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan sizi kabul ederek vedalaştı. Bu, Türkiye’de oynayan bir yabancı futbolcu açısından ilk kez yaşanan bir durumdu. Başbakan ile aranızdaki muhabbeti nasıl tarif edersiniz?

Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la iki kez yüz yüze görüşme fırsatım oldu. İlkinde Aziz Yıldırım ile kendisini Ankara’da ziyaret etmiştik. İkincisiyse ben Türkiye’den ayrılmadan önce oldu. Ülke futboluna katkılarımdan dolayı bana çok teşekkür ettiğini söyledi. Çok gurur verici bir gündü benim için, çünkü bir başbakanın bir yabancı futbolcuyu makamında ağırlaması ve yaptıklarından dolayı teşekkür etmesi her futbolcunun yaşayabileceği tarzda bir gurur değildi. Bu yüzden Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a sonsuza dek minnettarım.

View the original article here

27 Haziran 2013 Perşembe

"Nankör Köpekler" Twiti Cezasız Kalmadı!

type='html'>
"Nankör Köpekler" Twiti Cezasız Kalmadı!

Kamuda başörtüsü özgürlüğü isteyenlere ‘Nankör Köpekler' diyen CHP Merkez İlçe Gençlik Kolları Başkanı Önay Taşdelen, partisinden ihraç edildi, belediyedeki işinden kovuldu ve hakkında cumhuriyet savcılığı soruşturma başlattı.

CHP Tekirdağ Merkez İlçe Gençlik Kolları Başkanı Önay Taşdelen attığı Twitte, Memur Sen tarafından yapılan eylemi kast ederek "Yarın saat 12'de Tuğlalı Park'ta karakter fukaralarının eylemi varmış. Kamuda başörtüsünün özgürlüğünü istiyorlarmış. Nankör köpekler" demişti.

Bu twitin medyada yer alması üzerine CHP, Merkez İlçe Gençlik Kolları Başkanı Önay Taşdelen'i ihraç istemiyle disipline sevk etti. Yapılan toplantının ardından Taşdelen, partisinden jet hızıyla ihraç edildi.

Olayın ortaya çıkmasının ardından Tekirdağ Belediyesi'nde sözleşmeli memur olarak çalışan Taşdelen'in belediye ile sözleşmesi fesedildi.Ayrıca Taşdelen hakkında ‘Hakaret' iddiasıyla Memur Sen Tekirdağ İl Temsilcisi Ferruh Topuz'un savcılığa yaptığı şikayetin ardından soruşturma başlatıldı.

View the original article here

Polise "biber gazı" genelgesiİçişleri Bakanlığından valiliklere genelge gönderildi.

Polise "biber gazı" genelgesi

İçişleri Bakanlığı, toplumsal olaylarda polisin biber gazı kullanımına ilişkin kurallar getiren genelge yayımladı.

İçişleri Bakanlığı, güvenlik güçlerinden, kanuna aykırı toplumsal olaylarda, önce gaz mühimmatının kullanılacağı uyarısında bulunulmasını, gruptan ayrılmak isteyenlerle diğer kişilerin uzaklaşmasına fırsat verilmesini, tazyikli suyla müdahaleden sonra gaz kullanılmasını istedi.
İçişleri Bakanı Muammer Güler'in imzasıyla valiliklere gönderilen genelgede, son zamanlarda yapılan müdahalelerde gerek olaylara karışmayan vatandaşların gerekse personelin gaz kullanımından olumsuz etkilendiğinin görüldüğü vurgulandı.
Kanuna aykırı hale dönüşen basın açıklaması ve miting gibi toplumsal olaylara, gaz kullanılarak müdahale edilmesi gerektiğinde, müdahale öncesinde çok ani gelişen bir durum yoksa il emniyet müdürüne bilgi verilmesi ve talimatlarının beklenmesi gerektiği kaydedilen genelgede şunlar kaydedildi:
"Toplumsal etkinlikler esnasında alınacak tedbirlerde, Çevik Kuvvet veya Güvenlik Şube Müdürlüğünden sorumlu emniyet müdür yardımcılarının görev alması sağlanacak.
Sorumlu amir, görev alacak personel ile toplumsal olay öncesi mutlaka toplantı yaparak, müdahale gerektiğinde hareket tarzının nasıl olacağı hususunda personeli bilgilendirecek.
Kanuna aykırı toplumsal olaylarda göz yaşartıcı gaz kullanmadan önce gaz mühimmatının kullanılacağı ses yükseltici araçlarla duyurularak gösterici gruptan ayrılmak isteyenler ile üçüncü kişilerin uzaklaşmasına fırsat verilecek.
Kanunsuz toplumsal olaylarda, gazlı müdahaleden önce su püskürtücü panzer ve TOMA'lar kullanılarak tazyikli suyla müdahale edilecek.
Toplumsal olaylarda gaz mühimmatı kullanmaya başlamadan önce içinde boya veya biber gazı olan kapsüller atabilen ve orta mesafede etkili olabilen darbe etkili savunma tüfeğinin ara silah olarak kullanılması sağlanacak.
Gaz kullanmadan önce gazların etki alanı dahilinde okul, hastane, kreş ve huzurevi gibi kurumların bulunup bulunmadığına dikkat edilerek, kanuna aykırı toplumsal olaya karışmayan vatandaşların etkilenmemesi için azami özen gösterilecek. Kullanılan gaz türünün ve miktarının belirlenmesinden olay mahallindeki en üst rütbeli amir yetkili ve sorumlu olacak. Bu konuda kontrolsüz ve gereksiz kullanıma mahal verilmeyecek.
Müdahale edilecek olan grubun yaşlı, kadın, engelli profili dikkate alınarak müdahale stratejisi belirlenecek.
Gaz ve savunma tüfeği kursu almış personel, bir rütbelinin sevk ve idaresinde olacak ve bu rütbeli personelin talimatları doğrultusunda hareket edilecek."
OLAY UZUN SÜRERSE GAZ KULLANIMINA ARA
Genelgede, gazla müdahale edilen olayın uzun sürmesi halinde, gaz kullanımına bir süre ara verilerek, grubun dağılmasının sağlanması ve diğer araç ve gereçlerin kullanımına ağırlık verilmesi, çevreye veya güvenlik güçlerine karşı fiili olarak saldırı veya direniş olmadıkça gazlı müdahaleden kaçınılması, direniş ve saldırısına son vermiş kişi veya gruplara karşı kesinlikle gaz kullanılmaması istendi.
GAZ YERİNE SES VE IŞIK FİŞEĞİ
Genelgedeki diğer talimatlar şöyle:
"Gaz fişeği yerine grubu tedirgin edip dağılmalarını sağlamak açısından ses ve ışık fişeği ya da yüksek ses çıkartan diğer mühimmat kullanılacak ve çevik kuvvet personeli dışında diğer birim personeli tarafından gaz fişeğinin kullanılmasının önüne geçilecek.
Zırhlı araçlarla mobil müdahale birimleri oluşturularak hareket kabiliyeti artırılacak, yakalama ve gözaltı işlemleri yapılmak suretiyle de daha az gaz mühimmatı kullanılması sağlanacak.
Kanunsuz gösterilerde dağılmamakta ısrar eden gruplara karşı mümkünse müdahale anında, değilse teknik tespit yapılıp daha sonra gözaltı işlemleri yapılacak.
Orantısız güç ve aşırı gaz kullanımı iddialarını önlemek için müdahale ve gözaltı işlemlerinin kamera ile kayıt altına alınması sağlanacak.
Müdahale sonrasında gaz sarfiyatının bilinmesi, kullanım esnasında kontrolün sağlanması ve keyfi hareketlerin önüne geçilebilmesi için olayların sonunda mutlaka gaz mühimmatını kullanan personel ve bu personelden sorumlu amir tarafından tutanak tutulacak.
Personelin eğitimleri gözden geçirilecek. Uygulamalı eğitimlere ağırlık verilecek. Göz yaşartıcı gaz silahları ve mühimmatları konulu genelge ve emir yazılara uygun davranılması sağlanacak." 
kaynak: trthaber

"Altın"daki kemik kırıldı!İstanbul Altın Rafinerisi Başkanı, "Kemik kırıldı, tedavisi uzun sürecek" dedi.

"Altın"daki kemik kırıldı!İstanbul Altın Rafinerisi Başkanı Özcan Halaç, "Artık altındaki kemik kırıldı, tedavisi uzun sürecek. Ama altın her zaman güvenli liman olma özelliğini koruyacaktır" dedi.
AA Finans Masası'na konuk olan İstanbul Altın Rafinerisi (İAR) Başkanı Özcan Halaç, onsu bin 600 dolardan gerileyen altın fiyatlarının keskin bir düşüş yaptığını, ancak piyasalardaki genel kanının fiyatların bin 150 dolara kadar gerileyeceği yönünde olduğunu söyledi.
"YASTIK ALTINDA 5 TON ALTIN VAR"
Türk halkının altını yatırım aracı olarak sevdiğini aktaran Halaç, yastık altında 5 bin ton civarında altın olduğunun tahmin edildiğini, yapılan araştırmalara bakarak bu rakamın gerçeğe yakın olduğunu söyleyebileceğini ifade etti.
"ALTIN GÜVENLİ LİMAN OLMA ÖZELLİĞİNİ KORUYOR"
Altının güvenli liman özelliğini yitirip yitirmediğine ilişkin soru üzerine Halaç, altın fiyatının çıkmasının sebebinin direkt olarak para basılması olmadığını belirterek, şunları anlattı:
"Para basılmasının enflasyon yaratacağı korkusu altını çıkardı. Merkez bankaları da altın aldı. Onun arkasında bir sürü yatırımcı da altın aldı. Fonlar da riske girerek altın aldı ve dengeler bozuldu. İlk düşüşte Güney Kıbrıs 'belki altın satabilirim' dedi. Bu AB'deki merkez bankaları için negatif psikolojik etkiydi. Fed'in açıklaması da bunda etkili oldu. Bana sorarsanız artık altındaki kemik kırıldı, tedavisi uzun sürecek. Ama altın her zaman güvenli liman olma özelliğini koruyacaktır."
"GRAM ALTIN, SATARKEN EN AZ ZARAR EDECEĞİNİZ ALTIN"
Düğün sezonunun da gelmesiyle gram altına talebin arttığını belirten Halaç, "Artık gram altını alan insan, bu altını direkt bankaya götürdüğünde mevduat olarak kabul edileceğini biliyor. Gram altının getirisi olmaya başladı yani. Bugün gram altını bankaya götürüyorsun, banka sana getiri veriyor. Bu, ziynet altında yok. Ayrıca gram altın en ucuz işçilikle alabileceğiniz altın durumunda, satarken en az zarar edeceğiniz altın. O nedenle gram altın çok kazançlı bir yatırım türü" değerlendirmesinde bulundu.
YASTIK ALTINDAKRİ ALTINLARIN EKONOMİYE KAZANDIRILMASI
Merkez Bankası'nın munzam karşılık olarak altını kabul ederek bankalara güzel bir fırsat tanıdığını vurgulayan Halaç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sayın Babacan ile Sayın Başçı'ya da söyledim. Eğer yastık altındaki altının ekonomiye kazandırılmasını istiyorsak, munzam karşılığı kabul edilmiş, kabul edilecek altınların belli bir miktarının halktan gelen altınlardan olma zorunluluğu getirilmesini istedik. Örneğin bir banka, Merkez Bankası'na 100 kilogram altınını munzam verecek, Merkez eğer, 'Bu 100 kilogramın 50 kilogramını halktan toplaman gerekir' derse, bu sefer o banka yastık altındaki altını çıkarmak için uğraşacak. Bizim burada bankalara ihtiyacımız var. Bankalardan başka hiç bir yer mevduat kabul edemez. Biz de bu altının mevduat olarak çıkmasını istediğimiz için bankaya gelmesi lazım. Burada bankaların mecburen kullanılması gerekiyor. "

kaynak:trthaber

Başbakan Erdoğan: O Hocalara Yazıklar Olsun

type='html'>
Başbakan Erdoğan DEİK Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada ODTÜ’deki olaylara yönelik açıklama yaptı. Erdoğan, “Bu hocalar böyle öğrenci yetiştiriyorsa yazıklar olsun” dedi.

“Biz de öğrenci olduk ama elimize hiçbir zaman taş sopa almadık” diyen Erdoğan, “Biz herkesin bizim gibi düşünmesini istemiyoruz ama kimsenin şiddete başvurma hakkı yoktur” ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: Yüzde 80 oranında yerli mühendis üretimi olan Göktürk 2 uydusunu gönderdik ve sinyalleri aldık. Biz oraya giderken ODTÜ'de prtotestoya gelen çantalarında molotoflar olan öğrencilikle alakası olmayan ve gelmeden lastik yakan öğrenciler yer alıyor. Medyada bu öğrenciler Göktürk 2'den daha fazla yer alıyor. Kimse bu nasıl öğrenci demiyor. Burası bir üniversite ve Türkiye ilk defa uzaya uydu gönderiyor. Burada olması gereken biz bu heyecanı yaşamak istiyoruz demeleri gerekirken, ülkenin en üst düzey yöneticileri orada toplanırken onlar araba lastikleri yakmakla, molotof atmakla övünüyorlar.. Neymiş tepki gösteriyorlarmış... Biz de öğrencilik yaptık ama biz her hayırlı işe vesile olduk... Bir hoca öğrencisine ilme saygıyı öğretmeli. Sen bu başarıyı yapan iktidarı takdir etmeyebilirsin ama işi takdir edeceksin... Bu protestoları şirin polisi şiddet yanlısı göstermek demokratik bir tavır değildir... Muhalefet de kendini yenilemek ve özeleştirisini yapmalı. Biz herkes bizim gibi düşünsün istemiyoruz. Yaşam tarzları farklı olabilir, hayata bakışları farklı olabilir. Zenginlik bu farklılıktadır. Herkesin düşüncesini fikrini ifade etmesine açığız ama kimsenin şiddete başvurma hakkı olamaz...

View the original article here

Alman Bakan: AB Türkiye'ye Muhtaç Olacak

type='html'>
Westerwelle, Türkiye'nin sergilediği performansı överek, yakın gelecekte Türkiye'ye muhtaç olacaklarını söyledi.

Almanya Başbakanı Angela Merkel önceki gün yaptığı açıklamada, özellikle Almanya'nın savunduğu 'imtiyazlı ortaklık' kavramının artık gündemde olmadığını da belirtti.

Türkiye'nin AB ile müzakerelerde yeni başlıklar açması için destek vereceklerini söyleyen Merkel, Türkiye'nin gelişmekte olan ekonomisinden övgüyle bahsetti.

Türkiye'nin bundan on yıl önce IMF kıskacında iken bugün ekonomisi sağlıklı ilerleyen bir ülke haline geldiğini dile getiren Merkel, ekonomisi kötüye giden Yunanistan'ın Türkiye'yi örnek alabileceğini söyledi

Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, Avrupa Birliği'nin Türkiye ile vakit kaybetmeden müzakare başlıklarını görüşmeye yeniden başlaması gerektiğini söyledi. Almanya'da yayımlanan Saarbrücker gazetesine verdiği röportajda, "Arap dünyasındaki gelişmeler ışığında Türkiye Avrupa'ya eskisinden daha hızlı mı yaklaşıyor" sorusunu yanıtlayan Westerwelle, "AB'ye hızlı bir şekilde üye olunması Türkiye tarafından da talep edilmiyor.

Ancak adil davranılması, güvenilirlik ve müzakerelerde saygı konusundaki istekleri haklı. Türkiye son 10 yılda nefes kesen bir başarı hikayesi yazdı" yanıtını verdi.

Türkiye AB'den cazip olacak

'Gelişmelerin, Türkiye'nin Avrupa'nın Müslüman komşuları konusunda bir köprü olabileceğini net bir şekilde gösterdiğini' dile getiren Alman Dışişleri Bakanı, "Biz Avrupalılar, 2013 yılının ilk yarısını kullanıp diğer başlıkları müzakereye başlayalım. Aksi takdirde yakın gelecekte, bizim Türkiye'ye olan ilgimiz, Türkiye'nin bize olan ilgisinden fazla olabilir" şeklinde konuştu.

View the original article here

400 km hız yapan trenler geliyor


400 km hız yapan trenler geliyor

Alman şirketi Siemens, TCDD'ye yedi adet hızlı tren satıyor. 285 milyon Euro'ya mal olacak trenlerin yedi yıl boyunca teknik bakım işlerini de yine Siemens üstlenecek. Hızlı trenlerin İstanbul -Ankara ile Ankara-Konya hattında kullanılacağı öğrenildi.
Siemens Raylı Sistem Bölümü Şefi Jochen Eickholt, "Siemens için bu satış raylı sistemle geleceğe büyük yatırımlar yapan Türkiye'ye giriş anlamı taşıyor." dedi.
TCDD ray sistemine büyük yatırımlar gerçekleştirirken, 2020 yılı için 10 bin kilometrelik hızlı tren rayları döşemeyi hedefliyor. Bu hedef çerçevesinde Türkiye'nin toplam 180 adet hızlı tren siparişi vereceği tahmin ediliyor.

Siemens-Velaro modelleri saatte 403 kilometre hızla dünyada en hızlı çekişe sahip araç olarak biliniyor. Siemens'in ürettiği Velaro tipi hızlı tren modelleri Çin, İspanya ve Rusya da kullanılıyor. İspanya'da Madrid- Barcelona arasındaki 625 kilometrelik mesafeyi 2,5 saatte kat eden trenlerin Almanya'da kullanılabilmesi için ray sistemlerindeki sorunların çözülmesi bekleniyor. Bu sorunlardan dolayı 16 tren hizmete alınamıyor.

Fenerbahçe Kulübü'ne polis baskını

Fenerbahçe Kulübü'ne polis baskını 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin aldığı karar nedeniyle, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın bugünkü basın toplantısının engellenmesi için kulübe polisler geldi.

FENER AÇIKLAMA YAYINLADI AMA..

Fenerbahçe Kulübü ise bu gelişme nedeniyle, Aziz Yıldırım'ın saat 15.00'te başlaması planlanan basın toplantısını gerçekleştirebilmesi için KAP'a bir açıklama yayınladı. Açıklamada; Fenerbahçe Futbol AŞ, İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım için verdiği kararın kulüpteki göreviyle ilgili olduğu ve Yıldırım'ın şirketteki görevinin devam ettiği vurgulandı.

İŞTE O AÇIKLAMA

Futbol AŞ'den Borsa İstanbul'a gönderilen ve Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda da yer alan açıklamada, "Kulübümüze tebligatı yapılan, İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin vermiş bulunduğu ihtiyati tedbir kararı, başkanımız Sayın Aziz Yıldırım'ın kulüpteki görevi ile ilgili olup şirketimizdeki görevi devam etmektedir" denildi.

Mayıs ayında 4 bin 379 şirket kuruldu

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verilerine göre, 2013 yılı mayıs ayında 4 bin 379 şirket kurulurken, bin 65 şirket kapandı.
Mayısta geçen yılın aynı ayına göre kurulan şirket sayısı yüzde 38,53, kapanan şirket sayısı yüzde 7,90 arttı.
TOBB, ''2013 Yılı Mayıs Ayına Ait Kurulan ve Kapanan Şirket'' istatistiklerini açıkladı.
Buna göre, mayısta 4 bin 379 şirket kurulurken, bin 65 şirket kapandı.
Kurulan şirket sayısı, mayısta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 38,53, kapanan şirket sayısı yüzde 7,90 arttı.
2013 yılı ocak-mayıs döneminde 21 bin 706 şirket kurulurken, 6 bin 964 şirket kapandı.
Mayıs ayında geçen yılın aynı ayına göre kurulan şirket sayısı yüzde 38,53, kooperatif sayısı yüzde 7,87 arttı, gerçek kişi ticari işletme sayısı ise yüzde 9,53 azaldı.
Kapanan şirket sayısı yüzde 7,90 artarken, kooperatif sayısında yüzde 12,50, gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 32,97 azalma görüldü.
Mayıs ayında 4 bin 379 şirket, 96 kooperatif, 5 bin 930 gerçek kişi ticari işletme kurulurken, bin 65 şirket, 119 kooperatif, bin 598 gerçek kişi ticari işletme kapandı.
Artvin, Kars ve Kilis'te şirket kurulmadı
Kurulan toplam 4 bin 475 şirket ve kooperatifin, yüzde 81,54'ünü limited şirket, yüzde 16,29'unu anonim şirket, yüzde 2,15'ini ise kooperatifler oluşturdu.
Şirket ve kooperatiflerin yüzde 40,04'ü İstanbul, yüzde 12,31'i Ankara, yüzde 5,83'ü İzmir'de kuruldu. Söz konusu ayda Artvin, Kars ve Kilis'te şirket kuruluşu gerçekleşmedi.
Toplam sermayeleri bir önceki aya göre azaldı
Bu yılın ilk beş ayında 21 bin 706 şirket kurulurken, 6 bin 964 şirket kapandı. Ocak-mayıs döneminde geçen yılın aynı dönemine göre kurulan şirketlerin sayısı yüzde 14,33, kapanan şirketlerin sayısı ise yüzde 24,05 arttı.
Söz konusu dönemde toplam 22 bin 137 şirket ve kooperatif kuruldu. Kurulan 18 bin 37 limited şirket, toplam sermayenin yüzde 44,39'unu, 3 bin 651 anonim şirket de yüzde 55,52'sini oluşturdu.
Mayıs ayında kurulan şirketlerin sermayelerinin toplamı, nisan ayına göre yüzde 36,63 oranında azaldı.
Şirket ve kooperatiflerin bin 238'i toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 726'sı inşaat, 604'ü imalat sektöründe faaliyet göstermek üzere kuruldu.
Söz konusu ayda kurulan gerçek kişi ticari işletmelerinin 2 bin 91'i toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, bin 207'si inşaat, 698'i imalat sektöründe oldu.
Mayısta kapanan şirket ve kooperatiflerin 414'ü toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 228'i inşaat, 160'ı imalat sektöründe yer aldı.
Bu dönemde kapanan gerçek kişi ticari işletmelerinin 809'unu toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 177'sini inşaat, 128'ini imalat sektöründeki işletmeler oluşturdu.
Yabancı ortak sermayeli şirketler
Mayıs ayında 399 yabancı ortak sermayeli şirket kuruldu. Bu şirketlerin 61'ini Suriye, 37'sini Alman, 27'sini Azerbaycan ortaklı şirketler oluşturdu.
Yılın ilk beş ayında bin 672 yabancı ortak sermayeli şirket kurulurken, bu şirketlerin 206'sı Suriye, 169'u Alman, 132'si İran ortaklı oldu. Söz konusu şirketlerin 354'ü anonim, bin 318'i limited şirket olurken, bu şirketlerin 625'i ticaret, 262'si imalat ve 166'sı inşaat sektöründe kuruldu.
Kurulan yabancı ortak sermayeli şirketlerin toplam sermayelerinin yüzde 75,03'ünü yabancı sermayeli ortak payı oluşturdu.
Yurt dışında yerleşik Türk vatandaşlarının ortak olduğu 166 yabancı ortak sermayeli şirket kuruldu.

View the original article here

Trafik sigortasında rehber tarife de zamlandı

Tarife uygulamaları yönetmeliğinde yapılan değişiklik sonrası trafik sigortasında fiyatların nasıl şekilleneceği tartışılırken, bir zam da ‘Temmuz Ayı Trafik Sigorta Rehber Tarifesi’nde görüldü.Karşılaştırma sitesi Enuygun.com’un analizine göre, 1 Temmuz 2013 tarihli trafik sigortası rehber tarifesi illere göre değişmekle birlikte, Ocak ayına göre yaklaşık yüzde 10 oranında artış yapıldı.Bursa’da yüzde 1, İzmir’de yüzde 12 artışTürkiye Sigorta Birliği tarafından hazırlanan tarife, sigorta şirketleri için bağlayıcı olmamakla beraber rehber niteliği taşıyor. Rehber tarifede özel otomobiller için belirlenen prim tutarı İstanbul’da 468 TL’den 503 TL’ye, İzmir’de 348 TL’den 390 TL’ye, Ankara’da ise 416 TL’den 460 TL’ye yükseltildi. Bu rakamlara göre özel otomobiller için trafik sigortası rehber tarife primleri, yılın ikinci yarısında ilk yarısına göre İstanbul’da yüzde 7, Ankara’da yüzde 11, İzmir’de ise yüzde 12 oranında artırıldı. Bursa’daki artış yüzde 1 ile sınırlı kalırken Adana ve Antalya’da primler yüzde 7 oranında arttı.İstanbul taksilerine yüzde 16 zamTaksiler için belirlenen rehber tarife fiyatları ise İstanbul’da 2 bin 472 TL’den 2 bin 875 TL’ye, Ankara’da bin 672 TL’den bin 786 TL’ye, İzmir’de ise bin 993 TL’den 2 bin 245 TL’ye yükseltildi. Buna göre İstanbul taksileri trafik sigortası rehber tarifesi 2013 yılının ilk yarısına göre yüzde 16 oranında zamlandı. İzmir taksilerinde zam oranı yüzde 13 olarak hesaplanırken, Ankara taksi rehber tarife prim zammı yüzde 7 olarak gerçekleşti. Adana, Antalya ve Bursa taksi prim tarifelerinde ise herhangi bir değişiklik yapılmadı.Karşılaştırma imkânı serbestliği dengeleyecekTüm değişikliklerle giderek artan trafik sigortası primleri, tüketicileri en uygun fiyatı sunan sigorta şirketini daha yakından takip etmeye zorluyor. Sigorta karşılaştırmalarında kaskoya duyulan ilginin yerini trafik sigortasına bıraktığını belirten Enuygun.com Baş Analisti Betül Sungurlu, “Aslında daha önce de şirketlerin trafik sigortasında fiyatlamaları birbirinden farklıydı ama son bir yıl içinde görülen prim artışları bu konudaki farkındalığı önemli ölçüde artırdı. Yeni değişiklikle 1 Ocak 2014 itibariyle sigorta şirketleri, limitlere bağlı kalmaksızın tarifelerini serbestçe belirleyebilecek ve aylık olarak değiştirebilecek. Ama yeni uygulama aynı zamanda tüketicilerin sigortada daha şeffaf fiyat karşılaştırması yapılabilmesinin önünü açıyor ki bunu çok daha önemli buluyor ve bu değişikliklerin birbirini dengeleyeceğini düşünüyoruz” dedi.
View the original article here

26 Haziran 2013 Çarşamba

Başbakan Erdoğan'ın Üzen Trafik Kazası



Başbakan Erdoğan'ın Yeğeni Trafik Kazası Geçirdi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kardeşi Mustafa Erdoğan'ın oğlu Üsame Erdoğan trafik kazası geçirdi.

İstanbul Anadolu yakasında dün meydana gelen kazada Üsame Erdoğan'ın kaburga kemiklerinin kırıldığı öğrenildi.

Kadıköy Koşuyolu'ndaki Özel Medipol Hastanesi'nde bu sabah ameliyat edilen Üsame Erdoğan'ın sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.
View the original article here

Yıldırımtürk: Altın fiyatında yön aşağı doğru

Amerikan Merkez Bankası (FED) Başkanı Ben Bernanke'nin tahvil alımlarının sınırlanacağı, 2014 ortalarında sona ereceği açıklamalarının ardından altın fiyatları dibe vurdu. Altının onsu 1.235 dolara, gramı da 76,5 liraya geriledi.Altının bundan sonra aşağı yönlü dalgalı bir trend izleyeceğini öngören Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk, "FED'in tahvil alımlarını 2013 itibari ile bitirdiği halde sene sonunda ons fiyatı 1.000 dolara, gram fiyatı ise 64-65 liraya çekilir." tahmininde bulundu. Yıldırımtürk, şu aşamada altın alım satımının dengeli olduğunu da dile getirdi.FED Başkanı Ben Bernanke'nin 2014'e dek tahvil alımlarının sınırlanacağı, 2014'te de sona ereceği beyanları piyasada para bolluğunun bittiği yorumlarına neden oldu. Kaygılara paralel dolar 1,94 liraya dayandı, altın 76 liraya indi. Sert oynamada rol oynayan etmenleri Cihan'a anlatan Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk, "Bernanke'nin tahvil geri alımları ile ilgili beyanı büyük fonların panik satışlarını getirdi. Bu duruma bağlı olarak altın ve gümüşte çekilmeler görüldü." ifadelerini kullandı.Bu arada doların diğer para birimlerine karşı değerini katladığını aktaran Yıldırımtürk, şu değerlendirmelerde bulundu:"Dolar, doğal olarak lira karşısında da değerini artırdı. Tabii Merkez Bankası tedbir olarak satım ihalelerine başvurdu, şu an ateşi söndürdü gibi görünüyor. Merkez Bankası'nın elinde çok seçenek var. Artışları sınırlaması mümkün. Ama şu muhakkak; dolar dışarıda güçlenmeye devam edecek. Altında ise marjinal bir oynama oldu. FED Başkanı Ben Bernanke'nin açıklamalarından itibaren ne denli değer yitirdiği ortada. Bu duruma Şubat ayında tanık olduk. O dönem de aynı eğilim vardı. 24 ayar altının gramı evvela 86 liradan 83 liraya indi. Malum şu an 76,5-77 liraya geldi. Temmuz ayında ons fiyatı 1.230-1.225 dolara çekilebilir. Yine onsun 1.200 dolar olması, dolar/liranın 1,85-1,90 bandında olması halinde 24 ayar gram altının fiyatı yüzde 10 daralıp 70 liraya gerileyebilir."Altının bundan sonra aşağı yönlü dalgalı bir trend izleyeceğini öngören Mehmet Ali Yıldırımtürk, "Bundan böyle 76,5 liradan 80 liraya dayanabilir. Ya da 76,5 liradan 73-74 liraya inebilir. Yani gerileme son gerilemenin altında; artış son artışın altında olur. Artık aşağı yönlü bir eğilim göreceğiz. Sene sonuna dek 1.180 dolar ons evvela 1.100 dolar olur. Bu muhtemel dördüncü çeyrekte olur. Eğer tahvil geri alımları 2013'te bitirilirse sene sonunda ons fiyatında 1.000 dolara, gram fiyatında 64-65 liraya tanık olabiliriz."(CİHAN)
View the original article here

Başbakan Erdoğan'ın Sözleri Yunanistan'ı Kızdırdı

type='html'>
Yunanistan Dışişleri Bakanı Dimitris Avramopulos, Başbakan Erdoğan'ın  “Yunanistan adalarını satıyor” açıklamasına sert cevap verdi.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Dimitris Avramopulos, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün akşam katıldığı televizyon programında "Yunanistan adalarını satıyor" açıklamasına bugün akşam saatlerinde sert cevap verdi. Öte yandan Erdoğan'ın açıklamaları, Yunanistan'da geniş yankı buldu.

Başbakan Erdoğan'ın dün akşam katıldığı televizyon programında ‘Standard & Poor's'un Yunanistan'ın notunu 6 puan yükseltmesini eleştirdiği bölümde "Yunanistan'ın adalarını sattığını" söylemesi, ?unanistan'ı kızdırdı. Dışişleri Bakanı Avramopulos, "Tam olmayan bilgiler ve yanlış önyargıları üreten kötü kalpli açıklamalar, güven ve dostluk ilişkilerini inşa etmeyi umduklarını söyleyen hem de komşu liderlere yakışmıyor." dedi. "Ekonomik krizler sınır tanımayan ve kapını ne zaman çalacağını bilmediğin salgınlar gibidir." diyen Avramopulos, bu nedenle ölçülü laf edilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Adaların satılmasına ilişkin ise Avramopoulos, Erdoğan'a danışmanlık yapanların konuyu bilmediklerini ve yanlış bilgi verdiklerini belirtti. Avramopulos, şunları söyledi: "Hiçbir Yunan adası satılık değil. Çünkü bir milletin değerlerinin hiçbir zaman fiyatı olmaz. Yunanistan gibi tarihi bir millet, her zaman yolunu bulur. Bunu birilerinin unutmaması iyi olur."

İşte Başbakan Erdoğan'nın O Açıklaması...

Yunanistan'ın kredi notunun 6 basamak birden yükseltildiğini aktaran Başbakan Erdoğan, ''Ya batmış burası, müflis. Her taraftan para alıyor, sen 6 basamak birden nasıl yükseltirsin Türkiye'yi burada kalkıp gıdım gıdım oynuyorsun. Bunlar dürüst, samimi değiller. Adalarını satıyor hala orada 6 basamak yükseltiyorsun. Ne zaman görülmüş bu tarihinde ismini vermeyeceğim o kuruluşun ama çok çirkin bir yaklaşım, böyle bir şey olmaz.'' diye konuşmuştu.

View the original article here

2013 Öğrenci Burs Ve Kredilerine Zam Müjdesi

type='html'>
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sincan 1. OSB'de, ASO 49. Yıl Başarı Ödülleri törenine katıldı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2013 yılında burs ve kredilerin yüzde 8 oranında arttırılacağını açıkladı.

ÖĞRENCİLERE MÜJDE

Başbakan Erdoğan '1 Ocak 2013'den itibaren burs ve kredilere yüzde 8 artış yapıyoruz. Üniversite öğrencilerine aylık 280 lira ödeme yapıyoruz. Aylık beslenme yardımını da 200 liraya çıkarıyoruz. Böylece öğrencilerimizin eline aylık 480 lira geçmesini sağlıyoruz. Yüksek lisans öğrencilerin burs ve kredi miktarını da 560 liraya yükseltiyoruz. Doktora öğrencisinin burs ve kredi oranını ise 840 liraya çıkarıyoruz. Hayırlı olmasını diliyorum' dedi...

View the original article here

İçişleri Bakanı Muammer Güler

type='html'>
Yeni  İçişleri Bakanı Muammer Güler

Muammer Güler 21 Mart 1949 tarihinde  Mardin'de doğdu. Türk eski bürokrat ve siyasetçi, İstanbul eski valisi (2003-10). İçişleri Bakanı (24 Ocak 2013) İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara’da tamamlayarak 1972 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu.

İlk kamu görevine 14 Mart 1973 tarihinde Balıkesir'de maiyet memuru (kaymakam adayı) olarak başladı. Sırasıyla Çal İlçesi kaymakam vekilliği, Pehlivanköy, Horasan kaymakamlıklarında bulunduktan sonra İçişleri Bakanlığı Personel Şube Müdürlüğü’ne atandı. İçişleri Bakanlığı’nda şube müdürü, daire başkanı, personel genel müdür yardımcılığı ve personel genel müdürlüğü’nde bulundu.

Personel Genel Müdürü iken 29 Ocak 1992 tarihinde Niğde Valiliği’ne atandı. Daha sonra 27 Eylül 1993 tarihinde Kayseri Valiliği'ne ve 6 Temmuz 1994 tarihinde Gaziantep Valiliği'ne atandı. Bu görevini sürdürürken 28 Temmuz 2000 tarihinde Samsun Valiliği'ne atandı. 30 Ocak 2003 tarihinde İstanbul Valiliği'ne atanarak 17 Şubat 2003 tarihinde görevine başladı. 12 Mayıs 2010 Valiler Kararnamesiyle Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı'na atandı. 7 Mart 2011 tarihi itibariyle Adalet ve Kalkınma Partisi'nden milletvekili olmak amacıyla görevinden istifa etmiştir.

24. Dönem Mardin Milletvekili olarak TBMM'ye girmiştir. Okan Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyesi olarak görev yapmış ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyeti Onur Üyesidir.

Matematik Öğretmeni Neval Hanımla 1977 yılında evlenmiştir. Güler çiftinin Barış ve Burcu adlarında iki çocuğu bulunmaktadır. 24 Ocak 2013 tarihli kabine revizyonu ile İçişleri Bakanlığı görevine getirilmiştir.

View the original article here

KPSS Sınav Giriş Yerleri Belli Oldu

KPSS Sınav giriş yerleri belli oldu. Memur ve Öğretmenlik alımları için yapılan sınava milyonlara kişi başvuracak milyonlar sınava girecek ancak şanslılar memur olacak. KPSS Giriş yerleri belli oldu tıkla öğren. Spothaber.com'dan KPSS giriş belgesini'de alabilirsiniz. Yüzbinlerce adayın merakle beklediği giriş yerleri ÖSYM tarafından nihayet açıklandı. KPSS Giriş yerleri belli oldu tıkla öğren. Artık memur olmak isteyen adaylar sınav için hazırlıklarını tamamladı. Sınav tarihi bekleniyor. Sınava girmek için giriş belgesini almak şart. İşte KPSS 2013 Sınav giriş yerleri tıkla öğren.

KPSS 2013/1 tercih süreci başladı. ÖSYM KPSS adaylarının merakla beklediği KPSS tercih kılavuzunu yayınladı. KPSS tercih işlemleri 3 temmuz 2013'te son bulacak. ÖSYM KPSS tercihlerini kaçıran adaylar için ek süre tanımayacak. KPSS 2013/1 kılavuzundan Lise, MYO ve üniversite mezunları tercih yapabilecek. KPSS tercih kılavuzunda mağdur olmamak için tercih kılavuzunda dikkat edilecek hususlar ile ilgili yazımızı aşağıdan okuyabilirsiniz..

Kpss Giriş Yerleri 2013 Sorgulama Ekranı İçin Tıklayınız..

Memur adaylarının beklediği KPSS 2013/1 Tercih Klavuzu 24 Haziran tarihinde ÖSYM tarafından açıklanmıştı. Memur adayları KPSS 2013 tercihlerini bu klavuza göre yapacaklardı. Adaylar 24 Haziran-3 Temmuz tarihleri arasında ÖSYM'nin sitesinde yapılacak.

Ancak KPSS 2013/1 Tercih Klavuzunda değişikliğe gidildi. ÖSYM tarafından yayımlanan KPSS 2013/1 Tercih Kılavuzunda yer alan Tablo-3"de, Devlet Personel Başkanlığı tarafından düzeltme yapıldı.

KİT pozisyonlarının öğrenim durumlarına göre dağılımı:

-Ortaöğretim 117
-Ön lisans 249
-Lisans 793

KPSS ADAYLARI İÇİN BÜYÜK GÜN

Adayların kılavuzda yer alan kadro ve pozisyonları tercih edebilmeleri için, 7-8 Temmuz 2012 ve 22-23 Eylül 2012 tarihlerinde yapılmış olan KPSS'den (2012-KPSS Lisans ve 2012-KPSS Ortaöğretim/Önlisans) birine girmiş ve bu sınavların en az birinden ilgili KPSS puanını almış olmaları gerekecek.

Yerleştirme işlemlerinde ortaöğretim mezunları için KPSS P94, önlisans mezunları için KPSS P93 ve lisans mezunları için KPSS P3 puanı kullanılacak.

Adaylar, tercihlerini 24 Haziran-3 Temmuz tarihleri arasında internet yoluyla ÖSYM'ye gönderebilecek. İnternetten tercih gönderme işlemleri 3 Temmuz gecesi, saat 23.59'da sona erecek, süre uzatılmayacak.

KPSS-2013/1 Tercih Kılavuzu'na göre yapılacak yerleştirmeye başvuracak adayların kılavuzu dikkatle incelemeleri gerekiyor.

2013 KPSS tercih kılavuzu yayınlandı ve indirmek için osym.gov.tr adresine girenler sunucu hataları ile karşılaşabiliyor. Bu yüzden 2013 KPSS kılavuzunu pirsushaber sunucularından indirebilirsiniz.

Pirsushaber adayların daha rahat ulaşması için 2013 KPSS kılavuzunu kendi sunucularından yayınladı.

2013 KPSS klavuzu yayınlandı ve ÖSYM'den konu ile ilgili ilk duyuru yapıldı. 2013 KPSS duyuru metnini aynen yayınlıyoruz.

"Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik hükümleri uyarınca bazı kamu kurum ve kuruluşlarının kadro ve pozisyonlarına yerleştirme yapmak amacıyla adaylardan tercih alınacaktır. Bu amaçla hazırlanan 2013 KPSS Tercih Kılavuzunda, ortaöğretim, ön lisans ve lisans düzeyleri ayrı olmak üzere tercih yapılabilecek kadro ve pozisyonlar yer almaktadır.

Kılavuz 24 Haziran 2013 tarihinden itibaren ÖSYM"nin http://www.osym.gov.tr internet adresinden yayımlanacaktır. Adayların kılavuzda yer alan kadro ve pozisyonları tercih edebilmeleri için, geçen yıl 7-8 Temmuz  ve 22-23 Eylül tarihlerinde yapılmış olan KPSS Sınavlarından birine girmiş ve bu sınavların en az birinden ilgili KPSS puanını almış olmaları gerekir.

Yerleştirme işlemlerinde ortaöğretim mezunları için KPSS P94, ön lisans mezunları için KPSS P93 ve lisans mezunları için KPSS P3 puanı kullanılacaktır.

Adaylar tercihlerini 24 Haziran-3 Temmuz 2013 tarihleri arasında, kılavuzda yer alan kurallara göre, ÖSYM"nin https://ais.osym.gov.tr  internet adresinden TC Kimlik Numaraları ve şifrelerini kullanarak kendileri yapacaklardır. ÖSYM"ye posta yoluyla gönderilen veya elden verilen tercih listeleri geçerli olmayacaktır. Tercih süresi uzatılmayacaktır.

2013 KPSS Tercih Kılavuzuna göre yapılacak yerleştirmeye başvuracak adayların kılavuzu dikkatle incelemeleri gerekmektedir.

Adaylara ve kamuoyuna duyurulur."

Fatma Nineden Başbakan'a Kılıçdaroğlu Nasihatı

type='html'>
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 49 torun sahibi 86 yaşındaki Fatma nineye "Aile Büyük Ödülü" verdi.

Ödülü aldıktan sonra Başbakan'ın boynuna sarılan Fatma nine törene damgasını vurdu.

Ödül törenine Kırıkkale'den çocukları, gelinleri ve torunlarıyla birlikte gelen 49 torun sahibi 86 yaşındaki Fatma Sümer damgasını vurdu.

Fatma Sümer, Erdoğan'a "3 torunum senin yakın koruma ekibinde. Çabuk sinirleniyorsun. Kılıçdaroğlu'na da cevap verme, tansiyonun çıkıyor" dedi. Bu sözler üzerine gülen Erdoğan, Fatma nineye sarıldı.

Ödül töreninin ardından çocukları, gelinleri ve torunlarıyla beraber gazetecilere konuşan Fatma nine, "Kırıkkale'den Başbakan'ı görmeye geldik, şükür Allah'a gördük. Kendisini çok seviyordum. Her gün televizyonda görüyordum" dedi.

Başbakan Erdoğan'ın geçen yıl kendisini ziyaretini anlatan Sümer, "Görüştüğümüzde, başım ağrıyor demişti. Beni kucaklayıp, başını eğince 'oğlum dış devlete çok gidiyorsun, ondan yoruluyorsun, bu kadar çalışma da başın ağrımasın' dedim, kıyamıyorum hiç" diye konuştu.

"49 torunum var, torunumun torununu da gördüm" diyen Fatma nine, gelinlerine 'hiç kaynanalık yapmadığını, onları çok sevdiğini' belirtti. 14 yaşında gelin olduğunu anlatan Fatma nine, "Çok genç evlendim. Şimdi olsa o kadar genç evlenmezdim. Eşim vefat edeli 35 yıl oldu" dedi.

İlerlemiş yaşına rağmen bugüne kadar ciddi bir hastalık geçirmeyen ve yaşına göre gayet sağlıklı ve dinç görünen Sümer, konuşmakta biraz güçlük çekse de, çocukları ve torunlarıyla sohbet etmeyi ihmal etmiyor.
Toplu aile fotoğrafının çekilmesinin ardından Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ile beraber resim sergisinin açılışını yaptı.

View the original article here

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Şanlıurfa'da - 29 Aralık 2012

type='html'>
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Günlük Programı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugünkü programında şunlar yer alıyor:

 29 Aralık 2012 Cumartesi


12:30 ABİDE KÖPRÜLÜ KAVŞAĞI İLE DİĞER YATIRIMLARIN ORTAK AÇILIŞ TÖRENİ
ABİDE KAVŞAĞI – ŞANLIURFA

15:00 ZİRAAT ODASI BAŞKANLIKLARIYLA TARIMLA İLGİLİ TOPLANTI
DEDEMAN OTEL – ŞANLIURFA

18:30 AK PARTİ ŞANLIURFA İL DANIŞMA MECLİSİ TOPLANTISI
URFA CITY AVM MERKEZİ – ŞANLIURFA

20:00 KANAAT ÖNDERLERİ VE SİVİL TOPLUM TEMSİLCİLERİ İLE TOPLANTI
HİLTON OTEL – ŞANLIURFA

View the original article here